Beşiktaş, kazanırsa şampiyon olabileceği derbiden de önemli süreç yaşıyor... Temeli sağlam olmayan bina çökmeye mahkumdur! Futbol takımlarının temeli olan 'altyapı'lar ise kulüplerin maddi-manevi kazanımlarıyla ilintilidir. Kartal'ın altyapıya önem verme girişimi maddi bunalıma girdiği 80'li yıllarda başladı. Rıza Çalımbay, Ziya Doğan, Fikret Demirer'in ortaya çıktığı bu dönemlerde ses getirmiş, şampiyonluklarda Metin, Ali, Feyyaz, Gökhan, Sergen'lerle 'patlama' yapmıştı. Ne var ki Süleyman Seba sonrası dönemlerde altyapıya adeta 'şut' atılarak, kulübü borç batağında boğan 'pahalı transferlere' ağırlık verildi. Beşiktaş'ın değerlerine uymayan futbolcular transfer edilirken teknik direktörler de (Tigana hariç) altyapı geçlerine şans verme cesaretini gösteremediler! Gençlere sabır gösterip, güvenmeyenler kervanında Mustafa Denizli de bulunuyor. Bir tek, bugüne dek yetenekleriyle gelişme göstermeyen ve yanlışlarında ısrar eden Serdar Özkan'dan vazgeçemeyen Denizli, Necip'e, 18 kişilik kadroya almaktan öte şans tanımıyor!
Kulüp batıran transferler Oysa Necip ve ötekiler, oynayarak kazanacakları deneyimle takımın değişmezi olabilecek yeteneklerdir. Necip gibi, harika oyunlarıyla A2'de dikkat çeken Ali Kuçik, Can Erdem, Erkan Kaş, Ömer Karancı, Denizli'den çağrı bekliyorlar... Sezon başından beri golsüzlüğe elinin altındaki Batuhan'la kilolu ve sakat olmadığı zamanlarda bile çare aramayan Denizli, yağmur gibi goller atan Ali Kuçik, Can Erdem'i de A2'den A takım kadrosuna alıp, şans tanısa kariyerinde önemli bir sayfa açacak ama yanaşmıyor! Dünyanın önde gelen kulüplerinden Barcelona ile Manchester United, pahalı dış transferlerin yanı sıra kendi altyapılarından aldıkları gençlerle, özellikle de Ajax örnek kulüpler konumundalar. Beşiktaş, bu örneği uygulamak yerine, 'kulüp batıran' pahalı dış transfer yanlışını, borç rakamını 181 milyon liraya çıkartarak, sürdürüyor. Yazık kere yazık...