Levent Tüzemen / Sabah :Akıl&ayak işbirliği Kewell, G.Saray'ın aklını ayaklarına taşıyarak oynayan en etkili oyuncusuydu. Arda'nın koşu yoluna kafayla bıraktığı ve gol olan pası akıl doluydu. İlk yarı Basem'in agresif oyunu karşısında öfkelenen ve sürekli rakibini geçmeye kafayı takan Arda, ikinci yarı oyunu geniş alanda oynayıp ayağında
top tutmaktan vazgeçip, tek pas oynamaya başlayınca etkili oldu. G.Saray'a hücumda derinlik kazandırdı. Sergen Yalçın / Vatan: Rijkaard seyretti! BİR olaya çok şaşırdım. O da G.Saraylı oyuncuların maça anlamsız şekilde çok kötü başlaması. Sanki yenilmek için sahaya çıkmışlardı. Mendoza'nın golü takımı uyandırdı. Barış'ın yaptığı sorumsuzluk ise inanılır gibi değil. Acemice takımı yalnız bıraktı. Peki Rijkaard ne iş yapar? Eğer Barış'ı oyundan almıyor ve takım 10 kişi kalıyorsa bunun suçlusu Rijkaard'dır. Nasıl Barcelona'yı çalıştırmış, anlamıyorum.
Rıdvan Dilmen / Milliyet:Galatasaray klasıyla Diyarbakır -F.Bahçe maçının bir benzerini yaşadık. Diyarbakır o karşılaşmada da Mendoza'nın G.Saray'a attığı golün benzerini Tazemeta ile bulmuş ve öne geçmişti. G.Saray yediği golden sonra daha fazla önde basmaya başladı. 4-3-3'ün en önemli prensibi zaten önde baskıdır. Diyarbakır 2. golü bulamayınca G.Saray'ın klas ayaklarıyla maçı lehine çevirmesi kaçınılmazdı. Nitekim de böyle oldu. Turgay Şeren / Akşam: Kaybederken kazandı G.Saray kazandı. Kazanan her zaman haklıdır. Orta saha Barış, Mehmet Topal, Ayhan ile toparlanmış. Barış kırmızı kart görene kadar kötü işler yapmadı. En çok koşan Kewell. Forvette gitmediği yer kalmadı. Nonda, belki de G.Saray'a geldiğinden beri en kötü futbolunu oynadı. Tabii Rijkaard da haklı olarak onu oyundan aldı. Rijkaard'ın bir tarafı var; galip takım değiştirilmez diyor. Bence haklı.