Futbolumuzun deneyimsiz başkanı Mahmut Özgener'in Disiplin ve Tahkim kurulları hata üstüne hata yapıyor... Önceki emsal kararları bile keyflerine, pardon sempatilerine göre uyguluyorlar. İşin en kötü yanı da bir akılsızın önerisi ile Tahkim Kurulu'nun, Disiplin Kurulu'nun verdiği cezaları aynen onaylaması... Madem Tahkim her itirazı reddedecek, o zaman toplanmasına ne lüzum var? Kulüp veya sporcunun görüntü destekli itirazları neden bu kurul tarafından kaale alınmayacak? Zaten Disiplin Kurulu'nun gizli başkanı, spor yazarı arkadaşımız Cemal Ersen. Bir olayın ertesi günü gazetesinde Ersen'in 9 sütun manşetinde "Şu saha bu kadar kapatılacak" veya "Şu oyuncu bu kadar ceza alacak" diye haber çıkıyor. Bakıyorsunuz kararlar aynen onun yazdığı gibi veriliyor. Eğer Ersen başkan değilse kuruldakilerle görüşüp bu haberleri yapıyor ve tüyoyu verenler de yazılanları aynen onaylıyor...
Bilica ve Keita?.. Son F.Bahçe-G.Saray derbisinde Bilica ile Keita'nın yaptığı hareketler var. Bilica, maç öncesi iki takım futbolcularının kapışmasında kalabalığın dışından elini smaç yapar gibi kaldırıp, savuruyor. Tabii yaptığı doğru değil ama hangi futbolcuya isabet ettiği de belli değil. Hakemlerin gözü önünde cereyan eden, bence teşebbüs halinde olan ve kart gösterilmeyen bu hareket ile; Carlos'a "Muhammed Ali yumruğu" savuran Keita aynı cezaya çarptırılıyor. Hem de birisi görüntüler üzerine, diğeri ise hakemin raporu ile. Bu mudur adalet? Disiplin Kurulu'nun hatalı kararını ve bu farklı tutuma dikkat etmemesini Tahkim'in düzeltmesi gerekmez mi? Gelelim 2 maç seyircisiz kararına... Öncelikle başkan Özgener'in son kararları açıklarken de belirttiği gibi seyircisiz oynama cezası hatalı davranan kişilere değil, kulübe veriliyor. Seyircisiz maç nedeniyle devlet alacağı vergiden, federasyon hissesinden, kombine sahipleri de peşin ödedikleri paranın karşılığını almaktan mahrum kalıyor.
Seyircisiz maç hatalı Peki kazanan kim? Belki de maçı provoke etmek isteyen terbiyesizler. Bunun yerine ağır para cezası verilse herkes kazanır. Ayrıca derbide yardımcı hakemin kafasına gelen ve kapatma kararına gerekçe gösterilen yabancı madde, hakemin maç içindeki hatası nedeniyle atılmıyor. Kalabalığa savrulan ve tesadüfen isabet eden bir cisim olduğu için bu iki olay farklı düşünülmelidir. Keita'ya atılan ve isabet etmediği halde rol yaptığı açıkça görülen suyun, G.Saraylıların bulundugu tribünden geldiği Digitürk'ün görüntüleri ile sabit. Geriye her maçta birkaç kendini bilmezin yaptığı önemsiz ihlaller kalıyor. Bunun için Şükrü Saracoğlu Stadı'nın 2 maç seyircisiz kalması ne derece doğrudur? Zaten olaylar da maç öncesi Arda'nın tahriki ile başlamıştır. Bundan sonra bu tip hafif olaylar için F.Bahçe dışındaki kulüplere nasıl cezalar verildiğini takip edip, "ceza değil eza veren" kurulların tutumlarını sizlere aktaracağım.