Derbide Fenerbahçe'yi nasıl buldunuz? Sakin ve yerinde bir takım oyunu sergiledi. Daum'un yaptığı şey şu. Sabri ve Keita'nın hücumlarının nasıl amansız olduğunu gördüğü için Roberto Carlos, Mehmet Topuz ve Vederson üçlüsüyle Galatasaray'ın sağ kanadını durdurdu ve buna karşılık Rijkaard hiçbir önlem almadı. Arda'nın müthiş tekniğini, klasını da maçın başında Arda'ya saldırmaya başlayan Cristian ile durdurdu. 'Oğlum sert oyna, rahat oyna' diyerek. Sağ kanadı öyle, Arda'yı da böyle yakından kontrol etti. Bunlara Rijkaard hiçbir karşılık veremediği için ortaya bu sonuç çıktı. Futbolda teknik direktörler savaşı bir satranç gibidir. Biri bir hamle yapar, sen de o hamleye karşılık verirsin. İyi bir karşılık verebilirsen iyi bir satranççısındır. Ama birinin yaptığı hamlelere sen karşılık veremezsen mat olursun. Daum'un çok basit hamlelerine ve de bilinen hamlelerine karşılık veremedi. Kâhin olmaya gerek yok. Belli ki Daum sağ kanada, Arda'ya tedbir alacak. Maçın öncesinde, tabelaya çizerek 'Sağ kanada, Arda'ya tedbir alınırsa şöyle yapacağız' diyeceğine Keita'yı öldürene kadar yordu, Arda'yı da oyundan aldı. Yani Daum'un hamlelerini kabullendi, karşı hamle yapacağına. Bu nasıl teknik direktör, biri bana anlatsın! Bugüne kadar Rijkaard hakkında çok itidalli konuşuyordum. "Kendini veremiyor, ciddiye almıyor, dışardan teklif alamadığı için Türkiye'ye geçici geldi" falan filan diyordum. Hayır. Şimdi Rijkaard'ın futboldan anlamadığına inanıyorum. Ben Galatasaray'ın sadece maçlarını seyrediyorum ve madde madde cumartesi günü Sabah gazetesinde yazıyorum. "Galatasaray böyle gol yiyecek" diyorum ve hepsi gerçekleşiyor. O zaman hangimiz iyi biliyoruz işi; Rijkaard mı, ben mi?
_Arda'nın maç başında Cristian'a karşılık vermesinin takımı ve kendisini olumsuz etkilediği şeklinde yorumlar yapıldı. Fenerbahçe, Galatasaray'ı sinirlendirmenin ne kadar lehine olduğunu gayet iyi biliyor, anlatılmış futbolculara. Ama Fenerbahçe, Galatasaray'ı sinirlendirmenin meyvelerini alacağını bilirken, Galatasaray'da sinirlenmemeyi öğreten kimse yok. 'Tuzağa düşmeyin' diyen birisi olsa Arda da o tuzağa düşmez, Keita da o tuzağa düşmez.
ÇİFT FORVET OYNAMALI _Keita'nın yaptığı hareket affedilmez bir hata belki ama Carlos'un faulü de centilmenlik sınırlarını aşacak nitelikteydi. Carlos'un yaptığı faul, hakem kartı da gösterdi. Yumruk atılır mı? Keita'nın yaptığı çılgınlık. Ama belli, adam bu maça psikolojik olarak hazırlanmamış. İnsan fizikman bittiği zaman sinirlenir. Fizikman bittiğinin farkında değil. Rijkaard bir türlü takıma 'soldan oynayın' diye işaret etmedi.
_Galatasaray üst üste 8 maçtır gol yiyor. Servet-Gökhan ikilisi sırıtıyor gibi. Nasıl bir çözüm gerekiyor? Gol iki türlü yenir. Diyorlar ki 'Galatasaray hücuma dönük oynuyor. Bu yüzden savunma açık veriyor.' Hayır, Galatasaray bu yüzden gol yemiyor. Galatasaray savunmada yaptığı hataları tekrar tekrar her maçta yinelediği için gol yiyor. Galatasaray kendi hatasından gol yiyor. 'Hücuma fazla adam gittiği için savunmada az adam kalıyor ve Galatasaray gol yiyor' diye bir şey yok. 4 tane beki, iki tane ön liberosu, yani 6 tane savunmacıyla sahaya çıkan takımın savunmasında bir eksiklik olmaması lazım. Ama senin ön liberoların ısrarla top kaptırırsa senin stoperlerin yan top yan top oynayarak ilerlerse, senin stoperlerin kademeye girmeyi bilmezlerse, senin stoperlerin birebir mücadelede mağlup olurlarsa, pozisyon almayı bilmezlerse, duracakları yeri bilmezlerse ortaya bu sonuç çıkar. Galatasaray'ın yediği bütün gollerde bireysel hatalar var, yan ve geri top oynama hataları var. Hücumda fazla adam bulundurmanın hataları yok. Bence hücumda az adam var. Başından beri ben Nonda ve Baros'un beraber oynaması gerektiğini söylüyorum. İki tane ön libero yerine, iki tane forvetle oynamalı Galatasaray. Tam tersini söylüyorum ben; 'Galatasaray'ın hücumdaki adamı az. Bu takım daha çok hücum yapmalı.' Ama 6 tane savunma adamı koymuş olmasına karşın Rijkaard, bu bireysel hataların, geri ve yan hatalardan doğan pozisyonların önüne geçemediği için Galatasaray gol yiyor. Galatasaray'a gol atmıyorlar, Galatasaray golü yiyor. Penaltı golünü de Galatasaray yedi, sonuncu golü de Galatasaray yedi. Servet vurdu topa resmen, Güiza'nın topukla vuruşu dışarıya doğru. Topukla arkadaki arkadaşına çıkarmak istedi. Onun topukla vurduğu top Servet'in ayağından yön değiştirip içeri girdi. Golü atan aslında Güiza değil, Servet. Topa yön veren Güiza değil. Çünkü Servet sene başından beri şaşkınları oynuyor.
SORUN PSİKOLOJİK _Servet'in hataları Fenerbahçe karşısında tavan yaptı sanki. Garip bir şekilde topu boşta bırakıp, rakibi tutmayı tercih etti ve her defasında topu kaptırdı. Hep böyle oynuyor. Hep söylüyorum. Dilimde tüy bitti artık!
_Tabii bir gerçek daha var. Futbolcular, hocalar, hakemler değişiyor belki ama sonuç aynı. Galatasaray 10 senedir Kadıköy'de kazanamıyor. Galatasaray için Kadıköy bir fenomen haline mi geldi? Kazanamazsan olur. Psikolojik. 'Ben burada kazanamıyorum' diye düşünerek çıktığın zaman kazanman güçleşir.
_Fenerbahçe-Galatasaray derbisi dünyanın sayılı derbileri arasında görülüyor. Siz derbiyi dünyada nereye koyuyorsunuz? Bunu ben demiyorum. Ben 'Dünya derbisi' denen maçların hiçbirisini seyretmedim. Seyretmediğim için de yorum yapacak durumda değilim. Hepsini seyretmiş olanların listesinde ilk 10 arasında yer alıyor Fenerbahçe-Galatasaray derbisi. Neden böyle oluyor; çünkü dünyanın en eski derbilerinden bir tanesi. 1900'lerin başından beri devam eden bir karşılaşma olduğu için her zaman gündemde olmuş, popüler olmuş.