Hep söylüyorum. Türk televizyonlarında en oturmuş, en denk en sıkı format Maraton programında. Şansal Büyüka ve Erman Toroğlu'nun muhabbetlerini izlerken hem maçların noktasına, virgülüne, analizine tanık oluyoruz hem de futbol ve sokak kültürümüz gelişiyor. Sağ olsun Erman abi bir yandan tuhaf, sürpriz, ilk kez olmuş pozisyonların kara kaplı kitaptaki karşılıklarını öğretiyor hem de sokak dilini ustaca kullanıp o kültüre de aşina kılıyor bizi. Derbi maçından söz ederken hakem Bünyamin Gezer'e ve onun gerçek mesleği polisliğine falan biraz fazlaca abandı ama bir gece evveli Trabzon maçını yorumlarken kahkahadan kırdı geçirdi seyircisini. Ofsayt mı değil mi diye tartışılan bir pozisyonda piyero marifetiyle çizilmiş çizginin içine poposu giren bir topçuyu diline doladı orada. "Bu oyuncu bu vücudunun bu görünen kaidesiyle lazımlığa otursa" diye başlayan "defi hacet" muhabbetine Şansal abi zor engel oldu. Söz Erman hocadan açılmışken geçen hafta yazdığım battal boy saatine ilave takısını da anayım. Sağ bileğinde de çift şeritli otoban ebadında renkli bir bileklik taşıyordu hoca. Yüzüğünü filan da hesaba katarak derim ki: "Aldırma söz olurmuş tak takıştır be hoca. Nasrettin'in dediğince yakışıyor haspaya."