Güiza sakattı, Bükreş'e gelmedi. Semih antrenmanda sakatlandı, takım sartforsuz kaldı derken Daum, Kazım'ı o mevkiye konuşlandırdı. 'Acaba nasıl olur' diye düşünürken maçın gidişatında Kazım'ın o bölgede çok iyi işler yaptığına şahit olduk. Ve de attığı golle takımının Bükreş'ten galip gelmesini sağlayan adam oldu. Bu kadar eksiğin olduğu takımda Daum'un hep Özer'e yer vermesini savunduk. Dün nihayet bu isteğimiz gerçekleşti. Özer forvet arkasında ilk 11'de yer buldu. Zaman zaman güzel işler yaptı zaman zaman tökezledi ama bu takım için gerekli bir adam olduğunu da gösterdi. Atılan golde ortayı yapan Carlos'a verdiği pası 'benim' diyen futbolcu veremez. Zaten F.Bahçe'nin attığı gol ders kitaplarına geçecek nitelikteydi. 5 tek pasla atılan gol futbolun güzelliğini anlatacak cinstendi.
Riske hiç gerek yoktu Bükreş takımı sanki Kadıköy'de F.Bahçe'nin karşısında oynayan bir Anadolu takımı gibiydi. 2. devre hadlerini bilip o Anadolu takımları gibi oynayıp, savunmada çok adamla kapanıp, kontrataklarla gol bulmak istediler. F.Bahçe'nin bu tuzağa düştüğü anlarda direkten dönen top dahil birkaç pozisyon yakaladılar. Tuzak diyorum çünkü F.Bahçe'nin böyle bir tuzağa düşmemesi gerekirdi. Neticede adamların 1 puan önündesin ve deplasmandasın onlar sana gelecek yani onlar düşünsün. Risk almaya gerek yoktu. Bu işler birazda strateji işleridir. Adam seni yense 2 puan üstüne çıkacak berabere kalsak biz onların üstünde olacağız. Ama neyse ki F.Bahçe mükemmel bir golle 3 puanı alan taraf oldu. Sheriff'in de Twente'yi sürpriz bir şekilde yenmesinden sonra liderlik koltuğuna oturuldu. Artık Avrupa bu grup için tamamdır. F.Bahçe, G.Saray maçına daha moralli şekilde hazırlanıp çıkacaktır. Bu maç için riske atılmayan Alex gibi önemli futbolcuların eksikliği hissedilmezken dün mükemmel oynayan Emre'ye de alkışlarımızı göndermeden yazımıza son noktayı koymayalım. Tebrikler Emre.