Futbolda tecrübe genellikle ağır basıyor. Dün akşam Beşiktaş 9 kişi kaldığı maçta Kasımpaşa engelini ustaca geçerken bunun örneğini verdi adeta... Teknik direktör Mustafa Denizli, maça başlarken Nobre'nin yerine Bobo'yu, Fink'in yerine de ilk kez kaptanlık verdiği İbrahim Toraman'ı monte etti. Kartal dün sadece maçı değil Nihat'ı da kazandı. Yıldız oyuncu, uzun süredir ilk kez bildiğimiz Nihat gibi oynadı. Attığı golün dışında hırsı ve azmiyle de futbola geri döndüğünün sinyalini verdi. Bobo 100. maçında gol hasretini bitirmenin yanı sıra direkten dönen şutu ile de alkışlandı. Çok eleştirilen Tabata ön liberodan en uca çekilince yaptığı iki assistle daha etkili olacağını gösterdi. Yılmaz Vural'ın gelişiyle futbol kalitesi artan Kasımpaşa, ilk 45 dakikada iki gol yedi ama baskılı oyunu ile takdir topladı. Futbolu asla çirkinleştirmeyip, hep golü düşündüler.
3 önemli silahını yitirdi Murat'ın 31. dakikada direkten dönen topu Kartal'a bir uyarı gibi geldi. Kasımpaşa, özellikle Moritz ve Murat Erdoğan'ın akılcı hamleleri ile Beşiktaş savunmasının arasına sarkıp tehlikeli oldu. Ancak son vuruşlardaki beceri eksikliği Beşiktaş'ın ekmeğine yağ sürdü. Belli ki Yılmaz hoca soyunma odasına 2-0 yenik giden Kasımpaşa'ya, "Kaybedecek bir şeyimiz yok, saldırın" demiş. İkinci yarıda koşan, golü arayan hep onlardı. Tribünlerin protestosundan mıdır, 2-0'ın rahatlığından mı bilemem ama Beşiktaş'ın gerişe yaslanmasına anlam veremedim. Bu anlayışın doğruluğu tartışılır. Tartışılacak bir başka konu da Ernst ve Ferrari'ye çıkan kırmızı kartlardı. Özellikle Ferrari'nin kartı hakem Göçek'in yönetimine gölge düşürdü. Sonuçta Beşiktaş üç puan kazandı ama zorlu Eskişehirspor karşılaşması öncesi sarı kart sınırını aşan Sivok'un yanı sıra Ernst ve Ferrari gibi iki önemli silahını daha kaybetti!