Hafta içerisinde önce hoca, ardından yönetim peş peşe açıklamalarda bulundular Trabzon'da... 13 Ekim tarihinde basına içini döken teknik direktör Hugo Broos, "Kaybedersek istifam söz konusu olamaz. Ben bu takımla sezon sonuna kadar anlaştım ve sezon sonuna kadar görevimin başındayım" ifadesini kullanıyor. Bir gün sonra, tarihler 14 Ekim 2009' gösterirken yönetim kurulu adına "Trabzonspor olarak güçlerimizi birleştirdiğimiz ölçüde büyük başarılara ulaşacağımız gerçeğinden hareketle, oynayacağımız zorlu Galatasaray maçı öncesinde herkesi kulübümüze destek olmaya ve değerlerimize sahip çıkmaya davet ediyoruz" deniliyor. Yönetim ardından tekrar söz alarak, hoca arayışında olmadıklarını yeniden belirtmek zorunda kaldı. Evet, burası Trabzon! Futbolun ordinaryüslerinin yaşadığı topraklarda kullanılan cümlelerin, mis gibi kokan çorbanın üzerine dökülen tereyağı mı, yoksa yağmurda akan evin üstüne çekilen naylon branda mı olduğu herkesçe biliniyor.
3. bölgede oynamak Tereddütlerimiz de burada başlıyor. Hafta sonu oynanacak Galatasaray maçının her türlü skoru bizi bu noktaya itiyor. Sahada ne olur bilinmez. Farklı yenerse de yenilirse de kimse şaşırmasın. Çünkü dengesiz oynuyor Trabzonspor. İpe de götürür, ipten de alır. Trabzonspor orta sahası rakibin direncini hangi bölgede karşılayacak? Bu çok önemli. Oyun, Galatasaray'ın 3. bölgesine ötelenebilirse sorun yok. İyi oynanan maçlara bakın, bordo-mavili orta saha, oyunun rengini belli ediyor. Selçuk, Colman ve Gabriç'e eşlik edecek 4. isim, Broos'un niyetini de belli edecektir. Trabzonspor'un uygun dizilim ve kadro seçiminde, galip gelemeyeceği takım yoktur. Yeter mental olarak hazır olsunlar ve inansınlar. Ne İstanbul deplasmanında alınacak galibiyet, ne de tersi sonuç gerçekleri örtmemeli. Kamuoyu baskısı da olsa, maç sonucuna bakılmadan sağlıklı bir süreç takip edilerek hareket edilmeli. Sonuç tamam da olsa devam da. Trabzonspor'un yaz yağmurunun serinliğine aldanmasından korkuyoruz. Çekincemiz bundandır.