Sağlık her şeyin başı. Bilgi kaynaklarında sağlık, "Ruhen, bedenen ve sosyal yönden tam bir iyilik hali" olarak, tarif buluyor kendisine. Sağlıklı olabilmek için üç unsuru da aynı anda bünyenizde barındırmanız gerek. Ligin ilk çeyreğinin geride kaldığı 7. hafta sonunda sağlık sorunları fazlası ile can sıkıyor bordo-mavililerde. Ortada bir sorun var. Gökhan, Engin, Selçuk ve diğerleri. Gabriç'in Ankara'da devre arasında yaşadığı soruna psikolojik deniliyor. Hedefinde Türkiye Ligi şampiyonluğu ve gerçekleşmese de Avrupa'da boy göstermek olan bir takımda, grip ve bağırsak enfeksiyonlarına (nedeni ne olursa olsun) önlem alınamaması düşündürücü. Diğer yandan, takımın yarısına yakınında konsantrasyon kaybı gözlerden kaçmıyor. Motive olamıyorlar, ya da inanmıyorlar. Yeşil çim üzerindeki bedenlerin, akılları başka yerlerde. Özellikle yabancılar...
Kaybolan heyecan Sylva, Song, Alanzinho, Tjikuzu, Cale, Yattara heyecanlarını kaybetmiş. Hatta Colman'ı da yazalım listeye. Ekleyin bunlara birkaç yerli. Değil 2-0'lık galibiyet, aynı skorla geriye düşüp, maçı döndürmek adına geçen sene ortaya konulan mücadele uçmuş gitmiş. Korku ve panik kaplamış her yanı. Buna kulübe de dahil. Son maçta yaşananlar anlatmıyor mu her şeyi? Oynayan da bilmiyor bir hafta sonrasını, yazıp çizip oynatan da. Profesyonel kadrodaki çalışanlarla birlikte, yönetim kurulunda 3 uzman hekim bulunduran başka bir kulüp yok. Trabzonspor bu yönde rakiplerine göre şanslı. Hani diyoruz ki biraz da bunlar el atsa duruma. Bordo-mavi renklerin, saha içinde ve dışında sağlıklı düşünmeye ve hareket etmeye bu günlerde fazlası ile ihtiyacı var. Trabzonspor kulübü ulu bir çınar, futbol takımı da bu çınarın gövdesidir. Gövde sağlıklı olmalı ki taraftarlar da sağlıklı olsun. Biz bordo-mavili renkler üzerinde sıhhat ve mutluluk istiyoruz. Sağlıklı günler dileğiyle...