30 Eylül Çarşamba gecesi Rusya üzerinden gelen soğuk hava dalgası, etkisini ilk olarak Sabiha Gökçen Havalimanı'nda göstermişti: Sağanak (yumurta) ve gök gürültülü (tekmeli) yağmur! Meteoroloji uyarmıştı (!) aslında ama, sorumlular "Şemsiyemiz var" diyerek önlem almanın gereksiz olduğuna kanaat getirmişti. Yanıldılar!.. Ardından iki gün boyunca bulutlu ve kapalı bir hava hakim sürdü İstanbul'da. Meteoroloji bir kez daha, "Sıcaklık düşecek, soğuklar artacak" diye uyardı ama sorumlular yine dinlemediler. İkinci kez yanıldılar!.. 3 Ekim Cumartesi akşamı ise Dolmabahçe'de gerçek anlamda bir tsunami (taban çökmesi, zemin kayması) yaşandı... Hiç de sürpriz değildi aslında. Meteoroloji, "Dikkat, soğuk hava dalgası geliyor" diye bas bas bağırırken; sorumlular "İyi giyiniriz, bir şey olmaz" diyerek konuyu geçiştirme yolunu seçtiler.. Üçüncü kez yanıldılar!.. Bir hata, iki kez yapılmaz... Yapılırsa adı hata olmaz; bu kasıttır! Şimdi soruyorum: Havalimanında başlayan çirkin ve yakışıksız saldırılar, ardından iki gün boyunca sanal alemdeki forumlarda devam eden, çığ gibi büyüyen "Bu daha bir şey değil, siz İnönü'de görürsünüz" uyarıları, yetkililerin gözünden nasıl kaçıyor Allah aşkına?
Bahane yaratmayın Birileri gerçekten kör mü, yoksa bakıyorlar ama görmüyorlar mı, yoksa olacaklara bilerek-isteyerek göz mü yumuyorlar! Cumartesi günü İnönü Stadı'nda yaşanabilecek olayları tahmin etmek için başkan, yönetici ya da yetkili olmaya gerek yok ki! Çık sokağa, önüne gelen ilk kişiye sor: "Beşiktaş maçı ne olur?" diye. Yanıt belli: "Ne maçı... O gün, tribünler birbirine girer. Hele takım yenilirse, kan gövdeyi götürür!" Abartmıyorum, aynen bu yanıtları alırsınız. Böyle bir ortam yaratılmışken, bırakın insanları sakinleştirecek açıklamaları, sen bu insanların arasına "pimleri çekilmiş el bombaları" yerleştiriyorsan bunun adı cinayettir! Beşiktaş tribünlerinin neden karıştığını bilmek için onları tanımak, ruhlarını bilmek gerekir! Şimdi sorumlulara soruyorum... Bu başkan mı, yönetici mi, teknik adam mı, futbolcu mu olur, onu bilemem artık kim üstüne alınırsa... 8-0'lık hezimetlerden sonra bile başkanını, yöneticisini, futbolcusunu protesto etmeyen bu insanlar, neden şimdi çileden çıktılar? Tamam, gerçek taraftarları arasına özenebezene yerleştirilmiş provokatörler olduğunu hepimiz iyi biliyoruz... Ama bu asla bir bahane olamaz. Bunu da bir bahane olarak görüyorsanız eğer; Dördüncü ve 'son' kez yanılırsınız!..