Emre Belözoğlu'nun cezası bittiği için oynayacağını biliyorduk. Ama bu sırada da Kazım'ın kart cezalılığı durumu ortaya çıktı. Orda da Mehmet Topuz'un oynayacağını biliyorduk. Yani bu demek oluyor ki Fenerbahçe'de işler yolunda. İskelet tamamlanmış, kadro belli. Kim nereden çıkarsa veya kim nereden girerse işlemin ne olacağını biliyoruz. Artık Fenerbahçe takımını 5 yaşındaki çocuk bile sayabiliyor, işte olay budur. Fenerbahçe 8'de 8 yaptıysa bunu tesadüf olarak algılayanlar futboldan anlamayan insanlardır. Yıllarca Alex'e "Takımı yavaşlatıyor, 10 kişi bırakıyor" diyen sevgili Fenerbahçe'yi takip eden meslektaşlarım bugün de aynı şeyleri yazsınlar bakalım. Alex onları utandırmaktan bıkmadı, onlar utanmaktan bıkmıyorlar. Fenerbahçe'nin Daum'la beraber çok güzel işlere imza atacağı belli. Takımda oynayanla oynamayan arasında bir fark yok. Çünkü adam tam bir psikolog. Önemli olan dışarıda kalan futbolcunun yedek olmadığını hissettirebilmek. İşte Daum bunu yapıyor. Fenerbahçe o yüzden 8'de 8 yapıyor.
Hâlâ neyin muhabbeti? Bu kafayla gidildiği müddetçe 9'da 9'lar, 10'da 10'ları da göreceğiz. Kimse merak etmesin. Fenerbahçe bu ligin üstünde bir takımdır. İki saat arayla iki şampiyon adayını seyrettik. Arada dağlar kadar fark var. Geçen hafta Fenerbahçe, Antalya'da biraz sallandı. Hafta arası Sheriff'te de biraz sallandı. Ama takıma Gökhan Gönül, Santos, Güiza monte olunca kimliğini buldu. Lugano da attığı golle geçen seneki performansına yaklaştığını gösterdi. Eeee daha ne olsun?.. Galatasaray'ın 3 yediği haftada, Fenerbahçe 3 atıyor. Hâlâ neyin muhabbetini yapıyoruz ki!.. Önemli olan galibiyetti. Fenerbahçe bunu aldı. Önümüzdeki günlerde Elano mu Alex mi, Rijkaard mı Daum mu muhabbetlerini biraz daha dinleyeceğiz gibime geliyor. Sonuçta bu takıma saygı duyulması gerekir diye düşünüyorum.