Eskişehirspor sahaya çıkarken geçmişteki Amigo Orhan'ın tek ses, tek yürek haline getirdiği inanılmaz o taraftarı ve de o günün takımı gözlerimin önünden geldi geçti. Şaka söylemiyorum, o günlerde üç büyüklere kafa tutan iki takımı vardı. Eskişehirspor ve Göztepe. Şimdilerde bu iki takımı ikiye bölüp dört takım yapın, sezon sonu ligde o dört takım zirvede sıraya girer. Taraftarını ise hiç kimse susturamazdı. Neyse dünü bırakıp bugüne bakalım. Galatasaray sahaya çıktığında ilk 11'de Baros yoktu. Yerine Nonda vardı. Görünen Rijkaard hızlı ve golcü oyuncuları sahaya sürmüş, Arda'yı da Keita ve Nonda'nın arkasına koymuştu. Geri dörtlüde ise Uğur sol bekte. O yerin sahibi Hakan da ortadaydı.
Defans golde uyudu Maç fırtına gibi başladı. Tempo inanılmaz seviyede idi. Top bir o kalede bir bu kalede idi. 16. dakikada Mustafa Sarp'ın kaleci ile karşı karşıya kaldığı pozisyonda golü kaçırması ona yakışmadı. 15. dakikadan sonra Galatasaray, Eskişehir kalesini abluka altına aldı. Eskişehirspor'un kalabalık defans oyunu Galatasaray'ı zorluyordu. Keita, Arda, Nonda üçlüsü defansı dağıtıyorlardı. 38. dakikada Keita topu sürerken 'çizgiyi geçti' itirazları arasında kale önünde boş duran Nonda'ya topu yolladı. Nonda durumu 1-0 yaptı. Bu yarıda sahanın en iyi oyuncusu kesinlikle Keita idi. Arda, Servet ve Nonda ise çok çalışanların başında geliyordu. İkinci yarıya Galatasaray, Keita'nın kaçırdığı golle başladı. Ancak 56. dakikada Mehmet Yılmaz'ın golü şok etkisi yaptı. Galatasaray'ın yediği bu golde defansın hatası vardı. Oyun 1-1 olduktan sonra Galatasaray gene oyunda hakimiyeti ele aldı. Ancak, kalabalık defans Cimbom'un oyununu bozuyor, Eskişehir'e yarıyordu... 65. dakikada oyun boyu vasat oynayan Kewell yerini Aydın'a bıraktı. Nonda çıktı Baros girdi. Son yirmi dakika Galatasaray gol fırsatlarını değerlendiremedi. Galatasaray için beklenen gol olmadı ve maç 1-1 sona erdi.