Aziz Yıldırım o Karakış'a sahip çıktı ama sonbahar yaprağı gibi sağa sola savrulan takımına yapacak şeyi yoktu. Karakış dediğim bir Fenerbahçe bir direksiyon emekçisinden mülhem. Takımın otobüsünü yıllardır kullanan Cemal Karakış adını ettiğim. Bağırsak kanseri hastalığı vurmuş o ağır işçiyi ne yazık ki. Durumu ağır, kritikken Aziz başkanın haberi olmuş ve seferberlik başlatmış hemen. Yaklaşık 300 bin TL'lik tedavi masrafını üstlenmiş ve hayatını kurtarmış helal olsun. Şimdi aslanlar gibi sapa sağlam ve işinin başına dönmüş Cemal Karakış. Dedim ya keşke sonbahar yapraklarına yani takımın dökülen yapraklarına da el atsa, Fenerbahçe'yi gollük pasları mundar eden mesela Güiza'dan, artıkın memleketine gitme hazırlığında olan çünkü uzun sürelerdir gurbette yorgun kalan ceylan Carlos'tan filan kurtarsa.
Fıtık oldunuz değil mi? Sözüm Fenerlilere. Dün seyrettiniz, seyredip fıtık oldunuz değil mi takımınızı? Daha maçın başında Kazım harika bir gol atmış "amanın da fark atarız" demişiz ki anam o da ne? Defans alanına kademe yerine asfalt yol döşemiş meğer Fenerbahçe müdafileri. Çocuk geldi kafayı koydu, Volkan uzandı ama nafile. Sonrasında birkaç kez direklere nişan alındı, Güiza efendinin lokum gibi pozisyonları harcaması da saçı başı yoldurttu. Bir ara Alex baktı ki forvetteki arkadaşlarından hayır gelmiyor kendi müthiş bir şut çıkardı ama yan ağlara taktı o da. Dün geceki gibi bir Semih'i Galatasaray gerçekten de alır mı, o kadar para öder mi bir daha düşünmüştür Adnan Polat. Bana göre bu takımda giderek kendini bulan hatta 20 yıllık Fenerli gibi oynayan, canını yüreğini koyan tek adam Mehmet Topuz. O çocukta Tuncay'ın, Ümit Özat'ın inançlı, inatçı, mücadeleci halini görür gibi oluyorum valla. Takdir tebrik edeceğim bir adam da Şifo Mehmet. Antalya'nın genç hocası Mehmet kardeşimiz Fenerbahçe'yi de meslektaşı Daum'u da iyi öğrenmiş ve belletmiş öğrencilerine. Özellikle de Fener'in maymuncuğu olan, kilitleri açan duran toptan gol yapma varyetesini boğup tüketiverdi. Kaptan Orhan Ak'ı da pek beğendiğimi söylemeden geçmem.