Hayal: Paraya kıyıp yıldırım telgrafı çektim arkadaş. Cannes Film Festivali Büyük Jürisi'ne teklifimi bakın nasıl ilettim o telgrafta: "Değerli üstatlar. Duydum ki festivaliniz bugün (dün) başlamış. Lafı uzatmadan parlak teklifimi sunuyorum Orada ödül için toplaşıp değerlendirme yaptığınızda Fener'in artiz topçularını unutmayın lütfen. Kendileri en iyi film çeviren oyuncular dalında büyük ödülü almayı hak eden müthiş kardeşlerdir. Hepsinin jestleri, mimikleri, vücut dili, dublajı mükemmeldir. Kestikleri rolleri Humprey Bogard, Marlon Brando, Richard Burton ağabeylerimizin bile mezardan çıksalar beceremeyecekleri performanstır. Bu adamların Cannes'te filmi yok demeyin. Burada her maç ayrı bir film çevirmekte, genellikle hep aynı "dümenci" rolünü ama her keresinde depdeğişik oynamaktadırlar. Bu nedenle Jüri Özel ödülünü takdim edin onlara. En iyi yapımcı Aziz Yıldırım'la en iyi yönetmen Dede Aragones'i de unutmayın aman."
KOCAMAN AFERİN Gerçek: Bünyamin Gezer'e helal olsun. Dahası futbolun erkek oyunu olduğunu bize yeniden hissettirdiği için kocaman da bir aferin. Çıtkırıldım ayaklarına yatan oyunculara itibar etmedi. Kemik sesi gelmeden faul vermedi. Tatlı sert yaptı, otoriterdi. Hayalet taklidi yapıp zırt pırt ortaya çıkmadı, kesmedi, maçı berbat etmedi.
NİYE GÖNDERİLDİ? Yusuf'un Fenerbahçe'den niye gönderildiğine yıllardır yanıt bulamazdım, dün aynı soruyu Aziz Yıldırım da kendine sordu mu acaba. Muhakkak sormuştur. 6 dakikada şeytanın aklına gelmeyecek bir düşünceyle o golü yapan adamı görünce muhakkak sormuştur: "Ben nettim yahu?" diye.
Fantezi: Roberto Carlos sert şut çekiyor kaleyi tutmuyor, yumuşak vurunca kalecinin kucağına, tokadına denk geliyor. Bunun tersi olsa, Carlos bin yıl evveli gibi çaksa çaksa gol yapsa. Beşiktaş'la kupa finalinde bile ilk 11'de yer vermeyecekse Semih ne işe yarar deneceğini hoca da bir kavrasa. Emre Belezoğlu kardeşimiz sayıyla kendine gelse, titreyip özüne dönse, Fatih Hoca'nın yorumları sırasında itinayla adını telaffuz etmekten kaçındığı bir adam değil de eski gözbebeği günlerindeki topunu oynasa. Fener'in göbek bağının ilk dakikalardan itibaren çözüldüğünü, Bobo'nun uzaktan muhteşem vuruşlar yapabileceğini, kaleci Volkan Babacan'ın netameli bir adam olduğunu defansımız unutmasa. Ancak ve bu şekilde 2. golü ağlarda görünce ayıkmasa. Semih o harika Deivid pasını aldığında ayak içini az biraz iyi hizalasa. Bobo'nun bi sonraki golü olmasa, Holosko 4 yapan topu vurmasaydı aaaah. "Ne konuşuyorsun abuk sabuk?" diyene yanıtım net ve kesin: Fantezi dedik kardeşim. Duymadınız mı?