Geçen haftaki 6-1'lik galibiyetin verdiği rahatlık ve güven ile maça başlayan bordo-mavili takım ilk yarı boyunca ne oyuna ne de müsabakaya ağırlığını koyamadı. Düşünebiliyor musunuz koskoca 45 dakika boyunca doğru dürüst bir-iki eşantiyon pozisyon dışında ceza sahası içerisinde hamle eksikliği yaşadı. Skor 3-1, iki maçta altı puan, atılan gol sayısı dokuz. Son iki haftada üst üste alınan iki galibiyet bordo-mavili camiaya bayram öncesi ballı börek geldi. Ancak yine de her şey istenildiği ve sanıldı gibi güllük gülistanlık değil. 5 hafta geçmesine rağmen Trabzon'un bir hayli eksik yönleri var. Bakmayın iki maçta şans ibresinin Trabzonspor'dan yana olmasına... Bi söz vardır. Çekirge bir sıçrar iki sıçrar. Ben çekirgenin bu zamana dek 3 kez sıçradığını görmedim. Trabzon, ilk yarıyı önde biterdiyse bunda Antalya defansının önemli hatası var.
Savunma çok dağınık İkinci yarıda Trabzonspor ilk yarıya göre biraz daha canlı ve istekli göründü. Ancak oyuna bir türlü esaslı bir şekilde hakim olamadı. Bunun sebebi orta sahanın, savunmanın hemen önünde oynaması. Dörtlü defansın değil de ilerideki ikilinin hemen arkasında oynayabilselerdi zayıf ve sürekli hata yapan rakip savunma karşısında Trabzonspor çok daha farklı skoru yakalardı. Umut ve Gökhan'ın asli görevlerini bir kenara bırakıp geri gelip top almaya çalışması son derece yanlış bir uygulama şeklidir. Bu ikilinin rakip oyuncuların kontrolünden kendilerini kurtarmaları sahayı genişliğine kullanarak olmalıdır. Bu oyun şeklini uyguladıkları zaman bu ikili her maçta gole çok yaklaşır. Ne sağ bek, ne de sol bekin performansı iyiydi. Defansif ve hücum anlamında beklenenin altında kaldılar. Kısaca iki bek oyuncu da maçın kötüleri arasındaydı. Trabzon'un önünde zorlu maçlar var, çok çabuk toparlanmalılar. Yoksa bu göbekten Trabzonspor önemli sıkıntılar yaşar. Kısacası Trabzonspor iyi oynamadı ama galip gelmeyi başardı. Zaten önemli olan da bu değil miydi? Fırtına, istediğini aldı.