Gürcan Bilgiç / Sabah: Savaşan Fenerbahçe! Fener'in gördüğü sarı kartlar çok tartışılacaktır. Uzun zamandır agresifliğin ve kazanma arzusunun işareti olarak algılanmalı bu kareler. Korkmadan oynayarak, rakibe korku vermek. Yanlışı sindirmeyerek, hakeme meydan okumak. Oyunda gerilim olan her alanda, çoğalmak ve kimsenin kimseye yem edilmeyeceğini
göstermek. Savaşan takımın provasıydı seyrettiklerimiz. Fener takım olarak kavgaya hazır.
Erdoğan Şenay / Milliyet: Müthiş bir maç oldu F.Bahçe ile Bursa arasındaki lig yarışı, henüz başlarında olduğumuz futbol sezonunun en canlı, en tempolu ve gol pozisyonu en bol oyunuydu sanki. Fenerbahçe'nin, Bursa'daki defansa kapanışları, orta alandaki pas üretme ustalıkları da görülmeliydi. Özellikle Mehmet Topuz'un top alışverişleri, pozisyonlardaki çevik ve hayat dolu fizik güçleri, Topuz'un Fenerbahçeliliğini perçinleyen hakikatlerdi.
Hakan Yaşar / Vatan: Fenerbahçe öpecek! Fenerbahçe'nin bu sezon bir ruhu var... O da 'vurdulu-kırdılı' kavgaya girdikçe uyanması. İsyankar bir duruşları var ve pes etmiyorlar. Fener'i dövmeye kalkarsan dayak yiyorsun. Bu gaz mıdır, geçici bir heves mi? Bana sorarsanız motivasyon. Bir boks maçına çıkmış gibi oynuyor bu takım. Kız takımlığından erkek takımlığına bir yükseliş öyküsü. Tıpkı Yıldırım'ın mayısta dediği gibi: Fener öpen takım olacak!
Alaattin Metin / Akşam: Başkaldırışın öyküsü Eğer Güiza, orta sahaya gelip top alma yerine gol bölgelerinde diri kalsa skor ilk yarıda 3-4 farklı olurdu. Alex, attığı golle Güiza'ya ders verdi. Koşmasa da, adam kovalamasa da. Fenerbahçe'ye 3 puanı kazandıran iki faktör var. Birincisi, Bursasporlu futbolcuların sert futboluna karşı başkaldırışın takımı hırslandırması. İkincisi de, Alex'in ustalığının yanında Vederson ile Bilica'nın hırslı futbolları.