Akil adamlar ne dedi: "Açılım projesine herkes katkıda bulunup elini taşın altına koysun." Fenerbahçe bu durumdan vazife çıkardı, denileni yaptı. İki haftadır gollere kapalı olan Fenerbahçe kalesinde açılım oldu, Volkan sezonun ilk golünü daha maçın başında yiyiverdi. Dakikalar ilerledikçe gördük, açılım devam ediyordu. 29. dakikada önce direk, sonra bek, sonra kaleci zor durdurdu açılmayı. Ardından galiba Fenerbahçeliler seslendi sahadaki meslektaşlarına: "Uy havar acuk da siz açılın yahu."
Yağdır mevlam gol Nitekim bu çağrı tuttu, ev sahibi ekip de konukseverliğini gösterdi ve 36. dakikada Gökhan'ın mucize golü geldi. 2. devreyle birlikte Fenerbahçe bir gol daha kazanınca 'yağmur gibi yağar' gerisi dedik. Yağdı ama gol değil. Sahaya mebzul miktarda çakmak, şişe, bozuk para, taş, madeni zerrecikler ve çata pat maytap türü sağanak yağdı vay baboo. Az sonra penaltıdan 3. golü geldi Fener'in. Sahaya atılan domatesler yetmezmiş gibi bir de acur pardon bir de genç çocuk girdi. Geçen hafta aynı zıpırlığı Fener taraftarı(!) Çakma Rambo yapmıştı ya bu defa nazire geldi. Sonra o çocuk kendini top zannedip kaleye doğru yuvarlanarak kesti hızını.
Helal olsun size Maçın neticesi ve sahaya yapılan yağdırışlar bir yana. Fener kazandı ama Diyarbakırspor'u da tebrik ediyorum buradan. Bunca zor koşullarda, yoksunluk hatta yoksulluk içinde bir takım yine de aslanlar gibiydi sahada. İnançlı, umutlu, gayretli ve ruhu tamdı oyuncuların. Puanların, yengi ve yenilgilerin ötesinde bu gibi ulvi hasletler bir takım için o kadar önemli o kadar önemli ki. En farklı galibiyetlerden bile yüce bir kazanmışlık, zafer duygusu kıvılcımı var bunda. Demokratik açılımın ucu, sonu nereye varır bilmem. Ben kendi payıma size yüreğimin açılımını en güzel duygularla sunuyorum sizde kabul buyurun lütfen.