Santos'u izlerken hep bunu düşünüyorum. Aslında sol kanada hiç sadık bir adam değil o. Topsuz alanda da izleyin, sürekli içe kat ediyor. Bu durumda rakibin sağ kanadı güçlü değilse Fener savunma anlamında sorun yaşamıyor. Ki Sion öyle bir takımdı. Ama Santos sürekli dikine ve ortadan gidişi ile rakibi perişan ediyor. Bu nedenle de bana göre Alex'in yokluğunda Güiza arkası Deivid ile beyhude uğraşacağına, o bölgeye şimdilik ligde de Santos'u koymalı, SantosAlex'i yaratmalı Daum. Özer de gelince temposu müthiş olur Fener'in. Zaten Sion'u da şaşırtan bu tempo idi. Rakip sahada cesurca basıyor Fener. Biliyor kondisyonunun 90 dakikayı kaldıracağını. Cristian'ın yerlerde sürünerek top kazanacağını göremeyeceksiniz, çünkü adam doğru yerde durarak, eforun fazlasına gerek kalmadan çalıyor topları. Bu sayede de ilk defa bir arada oynayan Lugano ve Deniz, sonrasında da Önder rahat ediyor. Aynen Cristian'ın pozisyon bilgisine güvenip, rahatça ileri çıkan ve gole yakın oynayan Emre'nin güvendiği gibi. İnanılmaz goller kaçırmasına rağmen Güiza çevresindeki adam sayısı çoğaldıkça asist krallığına da oynayacağını gösteriyor Santos'a attırırken. 4 pas, 8 saniyede atılan gol ise dünyada % 90'ının olduğu türden.
Daum geç kaldı! Baskısı ile panik yaratıyor Fener. Deivid'in bu takımda gereksizliği giderek anlaşılıyor, pasları rakibe atarken. Bu sezon oynadığı 6 maçta da gol yiyen Sion'a 70 dakikada 4-0 yapma şansını kaçırıyor Fener, seyircisinin saçlarına ak düşürürken. Maçın başında düşündüğümü 76'da yapıp, Santos'u hücum 2'lisinin arkasına alıyor Daum, Emre ile Uğur'u değiştirirken. Kazım'ın apoleti oluyor attığı gol , Semih'in zeka pırıltılı koşu ve pası ile süslenirken. Fener, rakibine bir parça da umut bırakmıyor, oynadığı futbolla ışıldarken. Bendeniz de tebrik ediyor ama uyarıyor Fener'i bir konuda, gördüğü 3 sarının 2'sini gibi anlamsız hareketlerden görürken...