Benim başkanım alemin kralıdır!.. Beni hep arar dün yine aradı.. Yaz koçum şunları dedi... İşte yazıyom... Bi kere başkanım çok kızmış... "Takımı şampiyon yapacağım" diyor başka da bir şey demiyor... Benim başkanım derse yapar.. Yapamazsa demek ki işin içinde bir dalavera var... Bişi biliyoz da geziyos, tosuyos, yasıyos burada... Meslek ilkeleri adios yani... Başkan, dalaveracıların kafalarını kırmaya yeminli... Benden söylemesi... Kimse başkanın sözünün üstüne söz söylemesin, şampiyonluk yoluna taş koymasın... Vallahi gözlerini oyar hepsinin. Federasyonun bile ellerine ellerine vurur benim başkanım... Başkanım bi tanedir... İstesin Obama'ya bile "Bir gün herkes Fenerli olacak" şapkası giydirir... İnanamayın siz... Giydirince görürsünüz... Meşhuuuuur elli yıllık 'gazeteci!' arkadaşın yazdıkları aşağı yukarı böyle... Kalemini kayıtsız şartsız yağlamış, geride kalan onca yılını nasıl riske attığına aldırmadan... Neyse bu onun sorunu biz asıl konuya gelelim... Yeni sezonda futbol aleminin yangın yerine döneceğinin işaretidir bu tür yazılar... Bekleyin, arkasından başkaları gelecek... Açıklamalar, aba altından sopa göstermeler v.s... O nedenle etliye sütlüye karışmaktan korkmayan, suya sabuna dokunmayı onur meselesi kabul eden, fikri hür, vicdanı hür herkese büyük görev düşüyor... En başta da federasyon başkanı sevgili dostum Mahmut Özgener'e... Yönetimindeki herkes delikanlı mı, ya da kim ne kadar delikanlı bilemem ama şunu biliyorum Özgener eğilmez, bükülmezse, kuru gürültüye pabuç bırakmazsa ikinci Hasan Doğan olur... Tersini yaparsa yandı gülüm keten helva... Büyüklerin birinden korktuğu anda diğerleri yakasına yapışacaktır... Ondan sonra al gözüm seyreyle kaosu... Bizim futbolumuzda "Çok bağıran çok kazanır" şeklinde yaygın bir inanış var... Birileri yeni sezonda bu filmi tekrar sahneye koymaya çalışacaklarını şimdiden belli ediyorlar... İşte bu nedenle Mahmut Özgener tüm kalemşörleri karşısına alma pahasına bir adım bile geri atmadan çizgisini korursa, Türk futbolunda bir devir kapanacak ve yaygara kopararak federasyon ve kurullarını özellikle de hakemleri baskı altına alma dönemi sona erecektir... Özgener direnmez ve herkese şirin görünmeye çalışırsa geçen sezon bir istisna olarak kalacak ve "Eski tas, eski hamam" misali dönmeye devam edecektir futbol devranı... Hiç kuşkusuz çevresindeki (varsa) bazı ödlek tavşanlar Özgener'i "Falanca başkanı kızdırmayalım" diyerek Levent Bıçakçı moduna sokmaya çalışacaklardır... En büyük tehlike de bunlardır aslında... Uzatmayalım... Eğilmeyen, bükülmeyen bir federasyon, tüm bağıranların sesini kısabilir ve Türk futbolunu aydınlık ufuklara taşıyabilir... Korkak, pısırık, nabza göre şerbet veren bir federasyon ise futbolu kaosun tam ortasına atar ve şamar oğlanına döner.. Bekleyip görelim, bakalım bu savaşı kim kazanacak, itfaiyeciler mi, 'yangıncılar' mı?