Hamit, Halil, Yıldıray, Tuncay, Aerolio, Nihat... Her transfer döneminin en gözde isimleri... Tatil dışında hiçbirinin geri dönmeye niyeti yokken, kulüp yönetimleri ve onların şakşakçıları ısrarla peşlerinde dolaşmayı marifet sayıyorlar. Avrupa'daki gurbetçi sayısı kaç? Sağdan say aynı, soldan say aynı; beş milyon insan... Üstelik üç ayrı kuşak ve bu kuşakların pek çoğunda kültürel sorunları var. Kuşak çatışmaları, kimlikler arası bocalamalar cabası... Bunca sıkıntının içinden dünya çapında yıldızlar çıkıyor. Peki sadece İstanbul'un nüfusu kaç? Say say bitmeyecek kadar çok. Üç büyüklerimiz beş milyon gurbetçiden çıkacakların peşinde milyon euro'lar dökerek dolaşacaklarına on yedi milyonluk devasa şehirden potansiyel devşirseler olmaz mı? Kimileri hep Afrika'yı, Güney Amerika'yı oyuncu devşirmek için örnek veriyorlar. Yani bir yerimle gülesim geliyor bu fikir fukaralarına. Sanki İstanbul'u, İzmir'i, Trabzon'u, Amasya'yı, Mardin'i, Zonguldak'ı ve bilumum Türkiye'yi taradılar. Bütün futbolcu envanterini çıkardılar, isimleri, özelliklerini yaladılar yuttular, kaynak kurudu da uzak diyarlara sefere çıkıyorlar.
Arda'lar çok ama... Akıl vereni böyle olursa, yöneticisinden de pek fazla bir şey beklememek gerek. Tek bir soru bile kolaycılığa kaçışın yanlışlığını anlatmaya yeter. Türkiye'nin şu an en gözde oyuncusu kim? Cevap da tek, Arda Turan. İşte size pırıl pırıl bir kendi tarlanın tohumu. Galatasaray, Meira ve Servet'ten para kazandı diye seviniyoruz, oysa Arda Turan'ın sadece varlığı ile kazandırdığının hesabını tutmak imkansız. Oysa yerli malı yurdun malı, herkes onu kullanmalı. Biz bu tekerleme ile büyümedik mi? Dünya ve Avrupa 3.'sü olan Milli Takım. Afrika devşirmelerinden mi oluşuyor, Anadolu delikanlılarından mı? Ama Arda'yı yetiştirip pişirmek, sabır işi. Ucuz işporta pazarından mal devşirip süper star diye yutturmak günü kurtarmanın en kestirme yolu. Bilgelik olgun meyveyi ağza atmak değil, tohumlanmasından büyümesine kadar şahitlik edip veriminden tat almakta. Cristiano Ronaldo'nun sahada olduğu genç milli takım maçında en iyi oyuncu seçilen Okan Koç'u koruyup kollamak, futbolda verimli kullanmak yöneticiliktir. Herhangi bir kulüp sadece bir oyuncuya ödenen paranın üçte birini Türkiye taramaları için harcasa, eminim çok büyük yetenekler keşfedecektir.