Onurlu bir hayattır yaşamanın ön sözü... Namustur bir insanın her sözü. Bizim gibi ülkelerde, nedense çok makbuldur. Futbolcunun dansözü!..
***
Yukarıdaki şiirimin, aşağıdaki konularla hiçbir bağlantısı olmadığını beyan ederim.
***
Gelelim haftanın değerlendirmesine. Şimdi ne yapalım? Üç kulübü birbirine düşüren Mehmet Topuz'u, oryantal düşlerin transfer kralı ilan edip, yerden yere mi vuralım? Adam zaten yerde. Böyle bir adamın ayak oyunlarına 5 ila 7 milyon euro verenlere, "Mehmet Topuz'un ruhu kaç para eder?" diye mi soralım? Ruh ne zaman para etmiş ki bu ülkede?
***
Peki ya Aziz Yıldırım? Bu hırs ve ihtiras fırtınasında, Aziz Yıldırım'a, "Sizin ne işiniz var beyim?" diye sormayalım mı? "Siz başlık parasını artıran zalim ağalara benziyorsunuz" diye haykırmayalım mı? Gönlü olmayan bir adamın bonservisini almak, nasıl bir gururdur acaba?
***
Koskoca Fenerbahçe Kulübü Başkanı, "Mehmet Topuz'un başında adamlar var, onun için öyle konuşuyor. Bir hafta bizim yanımızda kalsın, bakın hangi takımı isteyecek?" demesine ne demeli? Böylesine kişiliksiz bir futbolcuyu, Fenerbahçe ne yapacak diyemiyorum. Çünkü Aziz Yıldırım, kendisinin yanında, istediği gibi konuşanları seviyor. Ama ben yine de soruyorum. Koca Fenerbahçe Başkanı'nı, böyle bir adamı transfer etmek mi onurlandıracak? Üstelik Fenerbahçe'ye karşı her türlü sinsi gösterinin içine girmiş birini.
***
İki kelimeyi biraraya getiremeyen ama kendisini pazarlamanın tezgahtarı olan Mehmet Topuz'un hangi takımı tuttuğunu sorgulamanın da alemi yok. Adam üzerine Beşiktaş formasını geçirip, "Ben Beşiktaş'ta oynamak istiyorum" diyorsa ve ona bu formayı giydirmek için çırpınan varsa, herkes kendisine yakışanı yapsın. Bu meselede aradan çekilmek, Mehmet Topuz'u transfer etmekten çok daha anlamlıdır.
***
Gelelim Yıldırım Demirören'e... Böyle birini elde etmek için çırpınan yöneticilik, nasıl bir yöneticiliktir? Yanar döner düşlerin adamını, paha biçilmez hale getirmek, Beşiktaş'ın ruhunda mevcut mudur?
***
Hey gidinin ülkesi. Hangi yanına baksanız bataklık. Yorumculara bakın. Ucuz tartışmalarla, çıkış yolu arayan delikanlılara! Futbolcuların bu kadar para ettiği bir memlekette, popüler soytarılık mı para etmeyecek? Hadi bu transfer meselesini kapattık diyelim. Peki, yıl boyu yol alan bu şeytanlık otobüsünü kim durduracak?
***
Transfer mevsimi açıldığında, gerçeklerin kapısı da açılıyor. Her taraftar kendisinden yana olanı haklı buluyor. Birileri yuhalarken, birileri alkış tutuyor bu kirli oyuna. Ahlaksızlık sergisine ve kulüplerin sevgisine "otlak" olurken ruhlarımız. Bizler de uyuyoruz, "koyun koyuna!"