Beşiktaş son 6 sezon şampiyonluğa hiç bu kadar yakın olmamıştı. Ne 11 puan farkla ikinci yarısına başlayıp perişan olduğu 100. yılın ardındaki sezon, ne de Fenerbahçe maçlarını kazanması durumunda şampiyonluğa yaklaşacağı son iki sezon. Aslında ligin ikinci yarısındaki performansına ve çizdiği grafiği dikkate alırsanız Beşiktaş'ı bugün bile şampiyon ilan edebilirsiniz. Ancak son iki haftanın kendi matematiğine baktığınız zaman doğal olarak "Şampiyon belli değil" dersiniz. Birisi çıkıp "Beşiktaş bu hafta şampiyon olur" derse buna da "Mümkün değil" diyemezsiniz. Müthiş pazara, yani yarına doğru siyah-beyazlı takımın çok önemli avantajları var. Öncelikle maç hafta başından beri yüksek gerilim hattına hiç girmedi. İkincisi, iki kulüp arasında "demeç savaşı" yaşanmadı. Üçüncüsü, Mustafa Denizli farkı derbiye doğru futbolcuları stresten uzak tuttu. Denizli bir farklılığa daha imza attı. Maça Ümraniye'den değil ilk kez İnönü'ye bitişik bir otelden gelme kararı ile yoldaki 'meşale' ve 'duman' krizini önledi.
Beşiktaş ağır basıyor İki Beşiktaş artısı daha var. Galatasaray savunmasında yine sorunlar yaşayarak maça yaklaşıyor. Beşiktaş'ta ise Nobre dahil oynaması gereken herkes hazır. Hatta bir Beşiktaş şansı daha var ki bu bence takımın en büyük avantajlarından birisi. Nedir o? Delgado oynamayacak. Oynasa ondan hayır gelmezdi. Delgado olağanüstü yetenekleri olan ne yazık ki çok bir futbolcu. O yoksa Beşiktaş sahada 11 kişi olacak. Kaldı ki Tello, Delgado pozisyonunu çok daha iyi yapacağını kanıtlamış bir oyuncu. Her yönden Beşiktaş ağır basıyor. Son 12 maçta İnönü'de Galatasaray'a sadece 1 kez kaybetmesi de başka bir gerçek. Beşiktaş kazanırsa son hafta zaten kaybetmez. Kaybederse milyonlarca taraftarının sağlığı ile oynar. Çünkü hepsinin 6 yıldır vücut kimyaları bozuk. İşte böyle bir maç var yarın.