Maçın başında genel görüntü karesinden hayal meyal seçtim. "Ya rabbi. Bu heybetli duruş, bu civanmert pos bıyık tek kişide var, o da Cerrah Müdürde" dedim, meğer oymuş. İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah müdürümüz hem maçı hem memleketi Sivas'ı tarassut etmek için yiğit kente gelmiş meğersemse. Sonra epey bir zaman geçti, spiker maçın 16. dakikası deyince ben ayıktım. Ortada futbol maçı temposu, hızı, heyecanı filan olmayınca ben hâlâ maç öncesi ısınma hareketleri yapıyorlar sanıyordum. Gençler bilmez. Eskiden Dual marka pikaplar vardı. Oraya 45'lik tabir edilen plakları koyup, daha büyük boyutlu Long Play (uzun çalar) ayarına getirirdik. Yanim 33 devir yapardık konumu. O vakit elektrik motoruna bağlı olan dişliler ağır aksak döner, kalın, boğuk, don lastiği gibi uzayan bir ses çıkardı.
Kıpırdayacak hali yok Maç başlar başlamaz hemen anladım ki Fener'in kenar yönetimi takımı 33 devire ayar etmiş. "Yavaş yavaş oynayın, kımıl zararlısı gibi olun, aheste beste davranıp vakitten çalın, ilk maçtaki 3-1'in üstüne yatın." Sonra da düşündüm, böyle demeseler ne olurdu ki? Fenerbahçe'nin zaten kol bacak kıpırdatacak, koşup, coşup, taşacak hali mi var? Haftalardır Süper Lig'de "Tekaüt Spor" kıvamında oynayan babam mı? Koca ilk devrede tek beğendiğim şey Sivas'ın hocası Bülent'in takım elbisesiyle, bobstil bağladığı havalı kaşkolü oldu. Böylece aldığı kiloları da saklamış, iyi olmuş. Acaba Celalettin müdür aşağı iner boy pos gösterip, "Doğru oynayın ülen!" deyip ürkütür mü Sivaslı gençleri? Bir nevi Cerrah'i müdahaleyle takımı motive edip coşturur mu diye ümitlendim. Sivasspor oynarsa belki bizim takım da aşka gelir, ortaya futbol adına bir iki düzgün pozisyon çıkar fena mı? İşte bu ulvi düşüncelerim içinde ikinci yarıya bir umutla başladım. Sonra bir de baktım ki doğru düşünmüşüm. Düdükle beraber hırsla atağa kalktı Sivasspor forvetleri. Derken beklenen oldu, önce Sezer Badur akabinde Kamananart arda kaleye 2 füze yolladı ama direkler sağ olsun.
Yedekler bile... Ardından bir iki cılız atak da Kanarya'dan geldi, Güiza 100 bilmem kaçıncı kez yine ofsayta düşüp, hacamat etti onları. Şunca sakat, cezalı adamı varken şans bulup takıma giren yedek Fenerli gençler böyle bir fırsatı mumla arasa bulamaz. Yine de Volkan Babacan'ın dışında nazik bedenini sıkan, kendini aşan, maça asılan yoktu bir hayretim de ona arkadaş.
