O el çekilmesin Sivas ve Kayseri maçlarında takıma mutlaka bir el dokundu. O elden rica edelim; lütfen hiç olmazsa şu sezon bitene kadar orada kalsın
Bu sene, Fenerbahçe'yi yorumlayanlar için çok zor geçiyor. İyi olduğu sezonları da gördük, kötü olduklarını da. Ama neticede ya iyi ya kötü diyebiliyorduk. Şimdi ise ne diyeceğimizi şaşırdık. Bir hafta sahada futbol adına her şey var, hemen arkadan gelen ilk maçta her hattıyla tel tel dökülen tamamen başka bir takımla karşılaşıyoruz. İstikrarsızlık hat safhada. Ama şampiyonluk şansı da hâlâ sürüyor. "Peki, sana göre olur mu?" derseniz "Neden olmasın?" yanıtını veririm. Ligimiz bu sene çok ilginç geçiyor. Fenerbahçe ilk 8 içerisindeki takımlardan sadece Trabzonspor ile berabere kalmış, diğer hepsine galibiyeti var. Ama gelin diplere; son 4 takımın hepsine de puan kaybetmiş.
Hacettepe ve İstanbul BŞB'ye yenilirken, Ankaragücü ve Kocaeli ile berabere kalmış (10 puan). Yani istikrar gerçekten yerlerde sürünüyor. Son Kocaeli maçında Emre ve Deivid'in olmaması, orta sahanın belini büktü. İyi top kullanan bu ikilinin forma giymesi en başta Alex'i rahatlatıyor, sonra da haliyle Semih'i. Selçuk'la Kazım'ın Emre ve Deivid'in yaptıkları işi yapmaları çok zor. Aragones hafta boyunca Gökhan Emreciksin'i hazırladı. Ama maç günü, haftalardır 18'e bile almadığı Kazım'ı 11'de sahaya çıkardı. Ne düşündüğünü anlamak güç. Kazım, Milli Takım'a verdiğini yarısını kendi takımına verebilmiş değil. Ama zaten kendi de "Terim için bir başka oynuyorum" dememiş miydi? Maçı daha sonra 2-3 kez daha izledim. İşin içinden çıkamadım. Özelikle Sivas maçlarında sahanın her yerinde basan futbolcuların ruh gibi dolaşmalarının sırrını çözemedim. O maçlar öncesi takım dinlendirilmişti, geçen hafta ise bayağı yükleme yapıldı. "Acaba antrenman tekniklerinde bir hata mı var" diye düşünürken Selçuk Şahin'in maç sonu demecini dinledim. Selçuk, "Kocaeli forvetleri çok hızlı. O yüzden rakip sahada basmadık, kendi sahamızda bekledik" diyordu. Yani Fenerbahçe çoğu maçta yaptığı gibi kendi gücünü kabul ettirmek yerine rakibe göre oyun sistemini kurmuştu. Zaten bu yüzden küme düşmesi kesinleşen Hacettepe şu ana kadarki 3 galibiyetten birini Fenerbahçe'den almış. Kadıköy'de küme düşmemek için oynayan Kocaeli'ye karşı böyle pasif, üretken olmayan ve korkak bir görüntüyle sahaya çıkarsan onlar da bakarlar karşılarında kendilerini rahatsız eden kimse yok, gelirler, golünü atar ve puanı da kapar giderler. Bu kadar basit! Biliyorsunuz bu satırlarda Aragones'i çok eleştirdim ama son maçta futbolcular hiçbir şey yapmadılar, sahada mücadele diye (Lugano ayrı) bir şey yoktu. Bir takım, bu kadar kısa sürede iki ayrı kişiliğe bürünemez. Sivas ve Kayseri maçlarında takıma mutlaka bir el dokundu. O elden rica edelim... Lütfen hiç olmazsa şu sezon bitene kadar orada kalsın, sakın bir daha çekilmesin. Çünkü belli ki futbolcuların sahada oynamasına, mücadele etmesine büyük katkıda bulunuyor.