Bir zamanlar üçlü savunmayı yeterli gören Mustafa hoca şimdilerde beşli savunma oynatıyor! Rakip iki atak yapınca gol yeme korkusuyla Sivok'u iki stoperin arasına çekiyor. Ondan sonra da tek kelimeyle "çarşı" karışıyor. Zapo ve Toraman başta tüm futbolcular ne yapacaklarını şaşırıyor. Beşli savunma, ortada bir tek oyuncu ve ileride dört forvet. Yani 5-1-4 diye bir acayip durum. Gerideki beşli ve ilerideki dörtlü arasında 40 metre mesafe. Bildiğin Konya ovası... Savunmacılar kale önünde nöbette, Tello, Bobo, Nobre ileride top bekliyor, Delgado kayıp ve bütün yük binmiş Ernst'in sırtına. Bir teknik adam bu manzarayı nasıl göremez ya da müdahale etmez, anlamak mümkün değil. Takım iki farkı bulmuş ve bu rahat skora rağmen orta sahada top tutamıyor. Bunun çözümü Sivok'u da ortadan alıp savunmaya koymak mı yoksa orta alanı güçlendirmek midir? (Kimse bana Sivok geri geldiğinde, Zapo öne çıktı falan demesin. Zapo'nun kendi etrafında dönmesi 365 gün sürüyor...)
Kaleci Recep'e sorun! Peki Mustafa hoca savunmayı beşledi de Hacettepe pozisyon bulmadı mı? Aksine daha çok buldu. Neredeyse bütün ikinci topları kazanıp üst üste bindirme yaptılar. İlk yarıda dört pozisyon bulmaları bundan. İkinci yarıda da durum farklı değildi. Maçın büyük bölümü Beşiktaş savunması ile Hacettepe takımı arasında geçti. Diyeceksiniz ki her şey bu kadar kötüyken nasıl kazandı bu takım. Bunu bana değil Hacettepe kalecisi Recep'e sorun. Bana gore Mustafa hoca dün başarısız bir intihar denemesinde bulundu. Bakalım aynı denemeyi önümüzdeki hafta da yapacak mı? Ha bir de maçtan hemen önce Beşiktaş tribünlerindeki Antipati grubundan Selçuk kardeşim aradı ve pazartesi beklediği yavrusunun erken doğduğu haberini "Jinyör maça yetişti abi!" diyerek verdi. Yağız bebeğe, huzurlu ve sağlıklı bir ömür diliyorum. Kimbilir belki de bu goller onun içindi!