Trabzonspor, Antalyaspor deplasmanına umutlu gitti. Bordo-mavililer alınacak bir galibiyetle zirve yarışından kopmamak ve camiaya verilen güveni tazelemek hedefinde. Futbolda skorlar her daim elde edilir. Bugün olmasa yarın, ya da başka bir hafta istenen alınır. Başkan Sadri Şener ve ekibi futbolun dışında farklı bir misyonlar da üstlendi. Gözden kaçan bu misyonlar, sportif başarının gölgesinde kalmaması lazım. Yönetim, önce Trabzonspor'un marka değerini yukarı çekmekle işe başladı. Ardından Trabzon'un sembolü olan 'kolbastıyı' ülkemize sevdirdi. Ününü ülke sınırlarına taşırdı. Artı kolbastı, her eğlencenin baş tacı oldu. Trabzonspor şimdi ise fındığa el attı. Resmi yiyecek sembolü olarak kendine fındığı seçti. Trabzon'dan başlayan, Giresun, Ordu, Sakarya ve Düzce'nin en önemli gelir kaynaklarından birisi olan fındık şimdi sahipsiz değil. Kolbastı da olduğu gibi bordo-mavililer, fındığı da bir numara yaparsa şaşırmayın.
Sırada yenileri var Avni Aker'de maç öncesi çalınan müziklere bir bakın. "Ordu'nun Dereleri" ile başlar, "Giresun Evleri" ile devam edip "Çayeli'nden öteye" ile sona eren müzikler çalınır. Devamında ise 'Trabzonspor bölge takımlarımıza başarılar' diliyor denir. Çok manidardır bu söylemler. Sadece müzik olarak işe bakmamak lazım. Sahiplenmenin, bölge birlikteliğinin bir göstergesidir. Ağabey olmanın bir göstergesidir. Turizme katkının en önemli aşamasıdır. Mesela benim önerdiğim ve yönetimin sıcak baktığı yeni bir proje hayata geçirilecek. Futbolcuların ülke, bölge, il ve ilçe turizmine katkısını sağlamak için çalışma yapılacak. Futbolcular röportajlarını tarihi mekanlarda yapacak. Sümela Manastırı'nda, Ayasofya Müzesi'nde, Sürmene'deki Kastel Konağı'nda, ya da Atatürk Köşkü'nde... Böylece milyonlar alan oyuncular görsel olarak turizme katkı sağlamış olacak. Bunun için çaba sarf eden başkan Sadri Şener ve ekibini de kutlamak lazım. Bu takım bizim, bu ülke bizim.