Hayrettir, ilk kez çift forvetle oynamasına rağmen Beşiktaş koskoca ilk yarıyı sıfır çekerek tamamladı. Bu bölümde pozisyon olmadığı gibi futbol da yoktu. Hatta ev sahibi Gaziantep bu ilk bölümde Beşiktaş'ın tüm umutlarını söndürebilirdi. Çünkü Bekir ve Beto ile inanılmaz iki gol kaçırdı. İlk yarıda çift forvete rağmen Beşiktaş sahada bir 10 numarası olmadığı için tıkandı kaldı. Ancak ikinci yarının başlamasıyla birlikte bambaşka bir Beşiktaş izlemeye başladık. Üç dakikaya sıkışan Nobre ve Tello golleri, Beşiktaş'ın rahatlamasını sağladı. Gollerle birlikte Beşiktaş futbol oynamaya başladı. Özellikle Nobre'nin özverili oyunu, yeni transfer Ernst'in orta sahadaki çalışan futbolu Beşiktaş'ı farklı bir skora doğru ilerletti. İki futbolcuya bir iki lafım olacak. Onlardan birincisi Cisse... Hayatımda bu kadar gamsız, isteksiz bir futbolcu görmedim. Rakip takımın ismini bildiğini bile sanmıyorum. İki depar atsa fazla mesai ücreti isteyeceğinden hiç kuşkum yok. İkinci lafım Serdar Özkan'a. Oyunda kaldığı süre içinde Nobre'ye verdiği gollük pas dışında hiçbir şey yapmadı. Mustafa Denizli ona nasıl katlanıyor, doğrusu anlamakta zorluk çekiyorum. Evet, ikinci yarıda Beşiktaş futboluyla ve golleriyle bambaşka bir takım olarak güneş gibi doğdu. İlginçtir 151. kornerde geçen hafta Bobo'yla ikinci kez gol bulan Beşiktaş, Gaziantep'teki 156. kornerde de Nobre'yle üçüncü golü kazandı.
İplik kopmadı İbrahim Toraman'ın üçüncü goldeki katkısı büyüktü. Golün yarısı Nobre'nin yarısı da Toraman'ındı. İbrahim Üzülmez, son haftalardaki çıkışını bu maçta da sürdürdü. Bu farklı galibiyette ikinci yarıdaki futboluyla Tello'nun da çok önemli bir rolü vardı. Bobo, ilk 11'de sahaya çıkmasına rağmen beklenenin çok uzağında kaldı. Ancak çift forvet farkı Nobre ve Bobo'yla Beşiktaş'ı bu zorlu deplasmanda şampiyonluk yarışının içinde tuttu. Pamuk ipliği kopmadı.