Yanal tarzının zirvesini izledik. Bir ustayı mat etti resmen. Senelerdir izlerim, böylesini hatırlamıyorum. Kendi mabedinde taraftar desteğinde her biri milli, memleketin prenslerini sahasına gömdüler. Sıradan bir lig takımı durumuna düştü Fenerbahçe. Hacettepe maçında bile daha fazla zorlanmıştı Trabzonspor. Tespit doğru, atak organizasyonunu engelleyeceksin. Önde basıp hata yaptıracaksın. Yanal'ın silahı bu. Tam olarak işlediğini gördük. Olayın garip tarafı büyük usta Aragones'in o tehlike'yi fark etmeyişi. Daha ilk 45'te sonucu alırdı Trabzonspor. Önceki maçlardaki hastalığı engelledi. Bir futbolcunun gol atması için daha nasıl fırsat gelecek? Kör baltalar, demiştim az bile. Deveye hendek atlatmak daha kolay sözü tariff eder mi bilmem. Yine Umut yine Gökhan. Direklerin içine dürtemediler.
Fener'i hapsetti! Selçuk, Yattara, Colman sistemin parçası olma işinde tam görev yaptılar. Kaleyi tehdit işinde Gökhan Ünal ve Umut Bulut'a eşlik ettiler. Özellikle Colman maçın ağırlığı altında ezildi. Atak hazırlığında en ufak bir katkısı yoktu. Bu noktada sayın hocama bir şey demem. Taktik, sistem bir yere kadar. Sonuca ulaşmak için futbolcu becerisi istiyor. Bir görevi yaparken sonrasında yetersiz kalıyorlar. Başlangıç için mükemmel. Puan kaybı olsa da gelecek maçlara umut taşındı. Derbi kralı Fener'i sahasına gömmek hoş olsa gerek. Kaleci Sylva ve savunma dörtlüsünü unutmayalım. Hiç hata yapmadan sonunu getirdiler. Bitime az kala içeri girebilen İsaac yerine oynayanlardan daha faydalı olabileceğini gösterdi. Maçtan once bir puan iyidir diyorduk. Son düdük çaldığında içimiz cız etti. Dilerim şu havayı gelecek maçlara taşır hoca. Yine mükemmel başlangıç noktasında kalmaz. İyiydi hakem. Etraf etkilemediği zaman oluyormuş demek ki.