Sivasspor'a; puan durumunda iki yıl üst üste elde ettiği aynı başarıya rağmen hâlâ bir gözü ile şaşı bakanları "Renk körü" olarak ifade ediyorum. Maalesef kapıldıkları hastalıktan (!) dolayı olan-bitene objektif bakamıyorlar. Onları gördükçe de çok anlatılan bir manifesto ister istemez aklıma geliyor: "Çobana göre ateş bir dost, kurda göre düşman; ateşe göre ise her ikisi de bir çift göz!" Farkındalık ve realiteyi görmek çok önemli bir özelliktir. Bilhassa da her gün bu köşelere bir şeyler yazanlar için... Hâlâ sıralamaya ikiden, üçten başlayan 'yorum mahkumları'na bu durumu hatırlatıp, bunun çok ciddi bir sağlık problemi olabileceğini hatırlatıyorum.
***
Bazen de olsa diyorlar ya "Başarısı bizi mutlu eder, bu başarıyla biz de gurur duyuyoruz. Şampiyon olmalarını isteriz." İnanmayın! Kendi başarılarından başka başarıyı hazzetmez, mutlu da olmazlar. Küçük şehrin büyük takımı olmuşsunuz, az parayla çok büyük başarı göstermişsiniz, mütevazı bir kadro, koskoca bir yürek ortaya koymuşsunuz neticesinde 'yalnız kalmış' bir başarınız var! Almanya'daki Hoffenhaim'a Türkiye'den sayfalar dolusu övgüler yollayan ama Fotomaç haricinde Sivasspor'u yok sayan (!) bir medyamız var. Başarıyı görmek ve göstermek için Yiğidolara biraz daha yakından ve objektif bakmanız yeterli. Tabii hormonsuz bir başarıyı arıyorsanız.
***
Bir diğer görünmeyen husus da Sivasspor şampiyon olduğunda bu başarının sadece Sivasspor'a şampiyon olarak yazılacağı. Oysa ki bu başarı aynı zamanda Anadolu'nun da başarısı olacaktır. Domino etkisiyle seri şampiyonlar görebileceğiz. 100. yılına yaklaşan Ankaragücü, kurumsallaşmasını tamamlayan, başarı için çırpınan Kayserispor, artık futbolla anılan Gaziantepspor, Eskişehirspor, Antalyaspor ve Kocaelispor... Hepsi inanacak, hepsi sıraya girecek. Bekleyecek zaman kalmadı. "Sivasspor şampiyon olacak, Anadolu'ya yazmak üzere..."