İlk yarıdaki maçlarda devamlı yana ve geriye oynayan çift ön liberolarla özellikle deplasmanlarda doğru dürüst kaleye gidemeyen Aragones, dün akşam Bursa karşısında sezon başından beri savunduğumuz oyun sistemiyle sahaya çıktı. Dörtlü savumanın önünde Selçuk tek ön libero oynarken, onun da önünde Deivid, sağda Kazım, solda Uğur görev yaptı. Güiza'nın arkasında oynayan Alex'e de böylece gün doğmuş oldu. Kaptan, oyuna ısındıktan sonra sazı eline aldı ve takımını yönetmeye başladı. Bunda en büyük etken arkasında kaleye direkt oynayan Uğur, Kazım ve özellikle Deivid'in olmasıydı. Hatırlayın, Josico ve Maldonado'lu günlerde Alex, Lugano ile Edu'nun ayağından topu alıp hem oyun kuran, hem asist yapan, hem de gol atmaya çalışan bir futbolcuydu. Bütün yük omuzlarındaydı. Dünkü sistemde daha küçük bir alanda oyunu kabul ettiği için, güzel hareketlerini izledik. Tüm bunlar 60'ıncı dakikaya kadar sürdü. 60'ta Aragones Alex-Josico değişikliğini yapıp tekrar eski sisteme döndü. Roberto Carlos'un harika golüyle rahatlandı. Tabii bu arada Selçuk'un da artık ön direkte klasikleşmiş 1-0'ı getiren golünü de unutmamak gerekir. F.Bahçe ahım şahım oynamadı, bu doğru. Yeni yılın ilk maçı olduğu için zaten çok da fazla bir şey beklemiyorduk. Önemli olan sahadaki değişikliklerin, ileriye nasıl yansıyacağını görebilmekti.
Dikine oynamaya başladılar Bence gidilen yol doğrudur. 60'ıncı dakikaya kadar bizim savunduğumuz sistemde top F.Bahçe'de daha fazla kalırken; yana ve geriye değil, dikine ve ileriye oynama gayretindeydi sarı-lacivertliler. Bu olumlu bir gelişme ve ileride takıma çok daha iyi yansıyacaktır. Burada ön liberoda oynayan Selçuk'a büyük görevler düşecek. Ancak diğer taraftan da; dünkü ilk maçta gördüğümüz gibi ve daha önce hiç görmediğimiz gibi, takım çok rahat pozisyonlara girebiliyor. Her an gol atabileceğini hissediyorsunuz. Ben Aragones'in yerinde olsam, o sistemle devam ederim. Semih geldiği zaman da mutlaka ve mutlaka Güiza'ya daha yakın oynamasını sağlarım. Eskiye göre ofansta kalabalıklaşılmasına rağmen, gene de Güiza'ya daha fazla destek verilmeli. Bu çocuk çok koşuyor, boşa koşmasın. İş yapacağı yerlere koşsun. Son sözüm de Ertuğrul Sağlam'a. Beşiktaş'tan hak etmediği bir şekilde ayrıldı. Elinde çok iyi bir kadro var. Kendisini kabul ettirmesine gerek yok ama Bursaspor, kariyerinde önemli yerlere gelebileceği bir kulüp. Arkadaşıma başarılar dilerim.