Fenerbahçe bugün 2008 yılının son maçına çıkıyor. Devre ise ocakta oynanacak Trabzonspor maçıyla kapatılacak. Bu iki karşılaşmadan çıkacak 6 puan, büyük ihtimalle ilk devrenin lider olarak bitirilmesine yetecektir. Yani, sezon başından beri yerle bir edilen Fenerbahçe'nin ilk yarıyı bütün takımların önünde bitirmesi şu anda bir sürpriz olarak görülmüyor. Galatasaray ve Beşiktaş'ı Kadıköy'de rahat yenen takımın Trabzonspor'u da devirmesi gayet normal ama beni asıl düşündüren akşamki Konya maçı. Bu sezon deplasmanda büyük sıkıntı çekiliyor. 7 maçta toplam 13 puan yitirilmiş. Büyük maçlar da bunların içinde olmadığına göre manzara hoş değil. Umarım ki Aragones artık, "Deplasmanda alınan 1 puan iyidir" mantığında değildir. Kaybedilecek kadar puan kaybedildi. 2. devre fikstür çok zor. O yüzden zirve yakalanmışken tekrar uzaklaşılmamalı. Cezalı olan Edu ve özellikle Lugano'nun yokluğu büyük şanssızlık ama Önder de Yasin de Can da bu takımın futbolcuları, çıkıp oynayacaklar.
Konyaspor iyi oynuyor Akşam en azından Antalyaspor karşısındaki futbol ve mücadele ortaya konulursa iş hallolur ve her türlü sonucunun Fenerbahçe'ye yarayacağı Galatasaray-Beşiktaş derbisi keyifle seyredilir. Yalnız, Eskişehirspor karşısındaki Konyaspor bayağı iyiydi. Çok zor bir 90 dakika geçecek, bu kesinlikle unutulmamalı. Hazır konu açılmışken biraz da pazar akşamki maça değinelim. "Derbi maçların favorisi yoktur, sonucu önceden belli olmaz" sözü artık mazide kaldı. Takımlar ve futbolcular arasında şu anda olduğu gibi tarih boyunca da öyle aman aman büyük farklar olmadı. Tribünler de yarı yarıya. Bu yüzden de derbilerin favorisi yoktu. Ama şimdi tribünlerde eşitlik bozulduğu için dengeler de değişti. Bu maçlar Kadıköy'de, Ali Sami Yen'de, İnönü'de amansız bir deplasman özelliği taşıyor. Hangi tarihte oynarsanız oynayın, o maçlar şampiyonluk finalidir. Pazar akşamı da Ali Sami Yen dolacaktır. O yüzden favori de Galatasaray'dır.