Denizli'nin hedefi Galatasaray'ı bozmaktı. Bunun için beşli savunmayla çıktı. Galatasaray da erken gol bulmak ve bir an önce Beşiktaş'ın hesaplarını bozmak zorundaydı. Skibbe bu nedenle savunmayı üçlü bırakıp orta alanı dörtledi. Bir bakıma tam Beşiktaş'ın istediğini yaptı. Orta alanda organize olmuş bir Beşiktaş, üç savunmanın getireceği tüm handikapları değerlendirebilirdi. Bunu ilk yarıda sadece bir kez Delgado'yla yapabildiler. Gol demişken, Servet'in vuruşunda Rüştü topa dokunuyorsa (o karambolde ben dokundu gibi gördüm) kesinlikle gol iptal edilmeliydi. (Bkz. Nobre'nin İstanbul Belediye'ye attığı ve iptal edilen gol.) Golü bulunca rahatlayan Galatasaray savunmaya çekilince Delgado'yla beraberlik geldi. Bir bakıma maç yeniden başlayacaktı ama Holosko deyim yerindeyse evine giden Arda'yı düşürünce hesap yine bozuldu.
Daha ne yapsın? İlk yarıda Beşiktaş'ın iyi oynadığı dakikalarda Seric'in soldan bindirmeleri vardı. Ancak Seric çok rahat pozisyonda tam üç kez kötü orta yaptı ve silkelenen Cimbom'u yıkacak darbeyi vuramadı. İkinci yarıya da iyi başlayan Beşiktaş'tı ama sahneye yine hakem Cüneyt Çakır çıktı. Delgado kesinlikle "Sarı kart göster" diyerek o hareketi yapmadı. Tam anlamıyla "Aynı pozisyonda bana sarı kart göstermiştin" diyerek dert anlatmaya çalıştı. Kesinlikle bu yanlış bir kırmızı karttı. Cüneyt Çakır için Fenerbahçeli derler. Eğer bu doğruysa Galatasaray'ı bu kadar seven bir Fenerbahçeli zor bulunur derim, başka da bir şey demem. Tartışmalı golü verdi... Delgado'yu haksız attı... Servet'in faul yaptığı pozisyonda Beşiktaş'ın gollük atağını kesti... Yetmezmiş gibi bir de uydurma penaltı (Uğur, Lincoln'ü itmedi, çekmedi, çelme takmadı sadece vücuduyla engelledi. Engellemenin karşılığı da endirekt vuruştur penaltı değil) verdi... Bir hakem daha ne yapabilir ki!?