Şu hakemin yönetiminden rahatsız oldum. "Balans ayarı" devam ediyor. Çalınan puanların telafisi hesaplanıyor. Açıkça söyeldiler mi bilmem. Fırat hoca, durumdan vazife çıkarmış da olabilir! Nasıl olursa olsun, bizim için fark etmez. Sonuç olarak futbolun eşitliğine aykırı. Bu noktada dikkat edelim. Trabzonspor'u rahatsız ediyor kollanmış olmak. Ligin efendileri için fark etmiyor. Puan gelsin de nereden gelirse gelsin. Eskişehirspor'dan özür diliyorum. Özürcülerden olduğum sanılmasın, onları saçma sapan sayıyorum. Hocamıza övgü istiyor taraftar. Övgüyü tehlikeli buluyorum. Saydığım eksikleri tamamlamayı dert etse. Her adım sonrası, yeni eksikler bulsam keşke.
Ekip becerisi öne çıkmalı Kocaelispor maçında dikkat çekmiştim. Arkadan birebir yakalanmayacaksın. Araz devam ediyor. Yenilen gol felaket. Yorumların içinde var. Sağlıklı şekilde topu öne taşımadan, bekleri öne çıkarmayın. Topu kaptırdığında, ip üstünde canbaza dönüyorsun. "Futbolcu kalitesi düşük, yapamıyorlar" fikrini doğru bulmuyorum. İşte gözüküyor Eskişehirspor oynuyor... Sahip olduğu topa rakibi ortak etmiyor. 'Yanal futbolu', rakibin hatası üzerine kurgulu. Ben derim ki "Ekibin becerisi üzerine kurgulansın." Iska geçen olmazsa, puan kaybedersin. Bu futbol herkesi eler. Çocuklar ne yapsın? En uzun vuran, en sert giren, seken topu kapan "iyi futbolcu" oluyor. Futbolun değerleri işte bunu kabul etmiyor. Bir hata daha üç puanı getirdi. "Övgü nerede?" diye sorarsanız, "Takım kondisyonu, mücedele isteği, kazanmayı nedefleme, hocanın oyun mecburiyetlerine tam itaat" der, bordo-mavili taraftara teşekkür ederim. "Hep destek, tam desteği", hiç kesmediler. 61'deki coşkuyu, 1'den 90'a taşıdılar.