Mustafa Denizli, daha fazla motivasyon kaybı olmaması, şampiyonluk yarışında aranın açılmaması için demeçlerinde, takıma "psikolojik doping" olacak vurgular yapıyor! Her takımın puan kaybedebileceğini ama sonunda şampiyonun Beşiktaş olacağını ısrarla söyleyerek, futbolcularının arkasında olduğunu göstermeye çalışıyor. Doğrusunu yapmış olabilir ama Denizli'nin de görüp, içinde gizlediği, Beşiktaş'ı alt sıralara düşüren nedenleri biz söyleyelim. Beşiktaş, Denizli'nin ilk günlerindeki rakibi ısıran, tempolu, coşkulu oyun düzeninden uzaklaşmış durumda. Böyle olunca da Ertuğrul Sağlam dönemiyle kıyaslamalarda, "Gelen gideni aratıyor" denmeye başladı. Bu durumlara gelinmesinin nedenleri; Denizli'nin zaman zaman yaptığı yanlış oyuncu seçimi ve değişikliklerinin (oysa; oyuncu değişiklikleriyle çoğu maçı kazanma becerileriyle bilinir) yanı sıra Delgado, Cisse, Tello, Bobo'nun verimsizlikleri ve oyun içinde yapılan sistem değiştirmelerdeki aksaklıklardır. Bu verimsizlik ve aksaklıklarla F.Bahçe ve Ankaraspor'a 6 puan kaptıran Beşiktaş, yaşadığı stres ve baskılardan, rekor kırabileceği Ankaragücü'ne ancak tek gol atabildi!
Oran ters dönebilir "Bu görüntüsüyle G.Saray karşısında şansı yok" diyenlerin sayısı, Beşiktaş'a şans tanıyanlardan oldukça fazla! Yani çoğunluk "51'e 49 G.Saray" diyor! Ancak unutulmasın ki aynı oran F.Bahçe karşısında Beşiktaş'a verilmişti ama sonuç ters olmuştu! Peki, 51'e 49 oranı Kadıköy'deki gibi Ali Sami Yen'de de ters döner mi? G.Saray'ın "oyun kurgu merkezi" olan Lincoln kilitlenir, Beşiktaş takım disiplinden kopmadan, oyunu rakip alana yıkarsa, orta saha üstünlüğü elde tutulur ve de golcüler final vuruşlarında becerikli olursa 51'e 49 oranı ters dönebilir!