Anadolu takımlarının hem parasal yönden güçlenmeleri, hem de kaliteli hocalarla çalışmaları sonucunda futbolumuzda bir ihtilal yaşanıyor. Gurbetçi gençler yanında Afrika ve Güney Amerika'dan transfer edilen kaliteli ve ucuz yabancıların kadrolarına katılmalarıyla birlikte büyüklere kafa tutan küçükler(!) kolay lokma olmaktan çıktılar. Nitekim ligin dibinde çırpınan Hacettepe bile deplasmanda lider Sivasspor'a ecel terleri döktürüp ancak 2-1 yenildi. Bu nedenle hiçbir takım "bu maça kolay kazanırım'' diyemiyor ve maçlara endişe içinde çıkıyor. Hâlâ bunun bilincinde olamayan bazı yöneticiler bol keseden şampiyonluk çığlıkları atıyor, medyası da onlara katılıp kendi takımları lehine verilen kararları unutarak yaygara koparıyorlar. Kale hattını geçmeyen topla galibiyet alan biri, ofsayt golle yenilince federasyon ve MHK'ye ateş püskürüyor. Hakemin yanlış kararları ve eksilttiği rakipleri karşısında üstelik ofsayt gollerle galibiyetler alan bir başkası utanmadan hakemlerden yakınıyor. Kendilerine göre penaltı olan pozisyonu verilmediği için haksızlığa uğradıklarını devamlı olarak savunan ve üst üste puanlar kaybeden bir başkası, hemen her gün bunu dile getirip federasyona yükleniyor. F.Bahçe ise daha ilk maçında 1-0 öndeyken Güiza'ya yapılan ve kırmızı kart da gerektiren verilmeyen penaltısını bile konu etmeyip kaybolan üç puanı sineye çekiyor.
Fener'e niye yok? 78 santim kale içinden çıkan topa gol verilmemesini sorun yapmıyor. Yardımcı hakemin kulaklığa açıkça "penaltı" diyerek defalarca uyardığı bir hakem, buna itibar etmeyerek "Fenerbahçe'ye penaltı çalınmaz" kuralını uyguluyor. Hatırlarsanız birkaç maç önce Alex'e yapılan açık penaltı da verilmemiş, hakem utanmadan bir de sarı kart göstermişti. Bu nedenle Fenerbahçe yönetimi suçluymuş gibi gösterilmekten kurtulmak ve taraftarı mutlu etmek için yapılacak haksızlıkları dile getirmek zorundadır.