Ekrem Dağ, 4 haftadır kalbur üstü oynuyordu. Takım standartın altına düşerken bile o çizginin üstündeydi. Dün solun çöktüğü A.Gücü maçında geri dörtlünün solunda aldığı görevden de yüzünün akıyla çıktı. Onun bu yürekten futboluna birkaç satır yazmak ta bize düştü. İlk Beşiktaş formasını Münih'te kanser tedavisi gören annesine gönderdiğini ben biliyorum. İnsan, annesine en değer verdiği şeylerden birini gönderir. Ertuğrul Sağlam kampta 'özel bir futbolcu' demişti onun için. Hakikaten oynarken de oynamazken de 'özel' bir isim olduğunu defalarca gösterdi. Ben bir futbolcunun performansıyla ilgilenmiyorum. Beşiktaş taraftarı dün maç boyunca çok onurlandırdı Ekrem'i. Defalarca, hiç bıkmadan usanmadan alkışladılar. Bu taraftar, futbolcu da ıslıkladı, futbolcu da alkışladı iki hafta içinde. Geçen hafta Delgado'yu ıslıklamıştı, bu hafta alkışladı. Ama buradaki ince çizgiyi görmek gerek. Özellikle de futbolcu kardeşlerimizin anlaması gerek. Mesele kazanıp, kazanamama meselesi değil. Mesele Beşiktaş formasının hakkını vermek, o değerli formayı son damlasına kadar terletmek. Temsil etmek adına elinden geleni ortaya koymak. Bunu gördü mü taraftar yenilse de takım futbolcuyu bağrına basar. Böyle gördük yıllardır, böyle bildik. İşte Ekrem Dağ. Gol attığı, attırdığı için değil o alkışlar. Dağ gibi yüreğiyle oynadığı için. Anlayan içir önemli bir fark.
Blokların arası boş Dün gece Ankaraspor maçıyla A.Gücü maçı arasında böyle farklar vardı. siyah-beyazlı futbolcular belki 1-0 kazandı, belki 7-8 pozisyon harcadı. Ama önemli olan hepsinin kazanma adına, giydikleri forma adına hırsla mücadele etme anlayışıydı. İşte bu değişim G.Saray maçı öncesi taraftarı umutlandırdı, heyecanlandırdı. Ancak dün özellikle 20 dakikada görüldü ki Beşiktaş defansı ile orta saha arasında boşluk var. Lincoln'ün cirit attığı alan. Bu alanı doldurmazlarsa sıkıntı yaşarlar. İyi gözüken Cisse'nin defansa yakın oynaması gerek. Bu galibiyetin anlam kazanması için derbinin kazanılması şart. Unutulmamalı ki derbi zaferi tüm karabulutları dağıtacaktır.