Zengin bir adam Picasso'ya gelmiş. "Benim portremi yap, sana 5 bin altın vereceğim" demiş. Hikaye bu ya, Picasso paranın hatırına teklifi kabul etmiş. Oturtmuş karşısına, 5 dakikada resmi bitirmiş... Zengin adam şaşkın ve tepkili: "5 bin altın verdim, 5 dakikada resim mi olur?" Picasso acı acı gülerek yanıtlamış: "30 yıl + 5 dakika!" Mustafa Denizli, 3-1'lik Ankaraspor yenilisinde taraftarın "Yönetim istifa" merkezli tepkilerine şaşırınca, aklıma bu hikaye geldi. Sorunun ana merkezi, bundan sonraki 20 adet 90 dakika değil, bundan önceki 4 yıl + 90 dakika! Tespite gelince... Beşiktaş'ta mevcut yönetim anlayışı, 4 yıldır futbolcuya dayalı düzen geliştirdi. Özellikle yabancı futbolculara tanınan ayrıcalıklar başta olmak üzere, yaşanan başarısızlıkların faturası da bu gruba yansıtılmadı. Şu anda Demirören yönetiminin faturayı hep teknik direktörlere kesmesinin doğal sonucu yaşanıyor. Mustafa hocam hafta içi idmanda, bireysel sorumsuzluklarda ya da takım başarısızlıklarında futbolculara ceza sisteminin artık uygulanacağı açıklamasını yaptı. Doğru bir adım!
Şimdiden geçmiş olsun Ancak bunun yanı sıra ödemelerini zamanında alan yabancılarla, senetlerle oyalanan ve 20 maçlık paraları hâlâ içerde olan Türk futbolcuların arasındaki çifte standartın da ortadan kaldırılması gerek. Mustafa hocanın Delgado konusundaki tavrı, kafamızda soru işaretlerinin oluşmasına neden oldu. Matias'ın performansındaki düşüşü, (Ankaraspor maçında ıslıklanınca) sezon başından bu yana var olan dizindeki küçük ağrılara bağlaması büyük bir yanlış! Bizce sadece Delgado değil, bütün yabancılar; giydikleri formanın ağırlığını hissetmeliler. Bu yüzden onlara kaçacak kapı bırakılmaması gerekir. Eğer futbolcuların üzerinden bu yükü almaya çalışırsanız, yönetimin dört yıldır ortaya koyduğundan farklı bir şey hayata geçiremezsiniz. Eğer, İnönü'de "kum" dalgaları, Ümraniye'de "Nerede yanlış yaptık?" durumları yaşamak istemiyorsanız; nacizane tavsiyelerimize kulak vermelisiniz. Acı ama gerçek bir şey söyleyeceğim... Beni Beşiktaş'ın şampiyonluk şansına inandıran tek şey Mustafa Denizli'nin varlığı... Mustafa hocayı kendi doğruları ve liderliğiyle orada göremeyeceksek, şimdiden geçmiş olsun!