Berlin Olimpiyat Stadı'nda, Hertha Berlin takımı tahmin ediyorum ilk defa bu kadar "rakip" taraftarın önünde oynadı. Statta Türk seyircilerin bariz üstünlüğü vardı. Sanki misafir takım Almanlardı. Bu karşılaşmaya çıkan 11, nasıl olduysa doğruydu. Aklıma "Mutfakta biri mi var" geldi ama takımı yapan kimse, sahaya çıkardığı 11'de yanlış yapmamıştı. Meira defanstaki yerine dönerken, Mehmet Topal ve Barış ikilisi ön liberoda görev yaptılar. Baros tek forvetti ama bu karşılaşma için normal sayabiliriz. Artık 1 puan bile Galatasaray için çok önemliydi. İlk yarıda sarıkırmızılıların bariz üstünlüğü vardı. Özellikle sahaya kaptan olarak çıkan Lincoln'ün önderliğinde rakibi baskı altında tutmayı başardılar. Sadece hücumda çoğalamayınca bu yarıda uzaktan bol bol şut atmayı tercih ettiler. Defansta bu yarıda başarılı ve disiplinli bir görüntü çizince, rakip de gol pozisyonu hiç bulamadı desek doğru olur. Aslında bu yarıda Arda ve Kewell biraz iyi olsalar, Galatasaray ikinci yarıya galibiyetle başlardı. Ancak ilk yarıda gol sesi çıkmadı. İkinci yarıda da kontrol sarı-kırmızılılardaydı. Ve beklenen gol 69'uncu dakikada Baros'un penaltısıyla geldi. Baros gol atmasaydı bile, Lincoln ile birlikte sahanın en iyilerindendi. İlk yarıda da çok çalışmıştı.
Yolun açık olsun Bu arada kaleci Sanctis de özellikle ikinci yarıda çok iyi kurtarışlar yaptı. Golden sonrada sarıkımızılılar oyundaki üstünlüğünü sürdürdü. Alman takımı defansta boşluklar da verdi ama ikinci golü bulamadılar. Ben de bu takıma şaşırıyorum artık. Benfica maçından da iyi oynadılar. Avrupa da bu kadar başarılı oynuyorlar ama Türkiye'de yoklar. Futbolcuları tanımasam sahaya çıkan başka takım diyeceğim. Arada bu kadar mı fark olur? Bu galibiyet Galatasaray'a ilaç gibi geldi. Grup birinciliğini hemen hemen garantilemiş oluyor hem de UEFA'da bundan sonraki rakip en azından daha kolay olacak. Ne diyelim yolum açık olsun Cimbom. Sana yakışan da bu!