Geçen yılki maçtan kalan kötü anılar, bordo-mavililerin mükemmel denilecek düzeydeki ev sahipliği ile unutuldu. Hüseyin Avni Aker Stadı'nın bu sezon bir "Cennet" görünümüne bürünmesi de öteki kentlere örnek olması gereken bir güzellik. Karadeniz'in sembolü Erkan Ocaklı'nın vefatından sonra iki takımın sanatçı için sahaya çıkardıkları pankart "işte spor" dedirtti. Maçın temposu yüksekti. Eğer bordo-mavili takımda iyi bir golcü olsaydı maç da 2-3 farkla biterdi. Trabzonspor için zor bir maçtı. Hele yağmurun ağırlaştırdığı zeminde, orta sahasız oynamak bordo-mavililerin işini daha da zorlaştırdı. Bordo-mavili takımın ileri üçlüsü orta alandan top alamayınca gole uzanamadı. Bu arada Ersun Yanal'ın tel tel dökülen, önünden geçen topa ayak uzatamayan Colman'ı oyunda tutması anlaşılamadı. Sivasspor, Gökhan'ı Sedat, Umut'u Da Silva, Yattara'yı Hayrettin ve Colman'ı da Musa ile kelepçeledi. Bordo-mavililer ise Egemen ile Balili'yi, Song ile Mehmet'i ve Hüseyin ile de Tum'u tutmaya çalışı. Hakem Selçuk Dereli ve yardımcıları elle oynamaların hiçbirini görmedi. Hele maçın henüz başında Umut Bulut'un ceza alanı içinde Hayrettin tarafından düşürülmesini penaltı olarak görmeyip, topa müdahale şeklinde yorumlaması onun oyunun kaderini etkileyen en önemli hatası oldu.
Kaleciler günündeydi Konuk takımın 70. dakikadan sonraki baskısı ise bordo-mavililere korkulu anlar yaşattı. Bir takım bu kadar nasıl lime lime olur? Eğer Sivasspor oyunun başında gol yememeyi değil de hücumu düşünseydi Trabzonspor'un dün puan alması olası değildi. Mehmet Yıldız, topu her ayağına alışında tribünlerin yürekleri ağzına geldi. Hele bu oyuncuyu tutmakla görevli Song'un rakibini kaçırması bordo-mavililere zor anlar yaşattı. Trabzonspor'da ileri uç, orta saha ve savunma arasındaki kopukluk saha içindeki organizasyonun iyi yapılamamasına neden oldu. Kaleciler Sylva ile Petkoviç mutlak gol pozisyonlarında geçit izni vermediler ve sonucu etkileyen isim oldular.