Dilimizde tüy bitti Skibbe'ye söylemekten; 'Bu takımın adı G.Saray, bu kadar korkak futbol oynatma' diye. Ama ne yazık ki sezonun ortasına geldik sayın Skibbe'nin kafa yapısı değişmedi. Lincoln sakat. İşte fırsat, sahaya iki forvet ile çık en azından bu maçta, yok nerdeee! Ayhan'a Brezilyalı futbolcunun görevini veriyor ama çift forvet çıkmıyor. Ayhan'ın kalitesine lafım yok ama verimli oynadığı yerler var, orda kullan. Evinde oynadığın maçlarda kork, deplasmanda kork; olacak iş değil. Neyse, yönetim sanırım ilk yarı bitince Alman hoca ile yolları ayıracak ama inşallah ligde puan farkı açılmaz. O zaman bu takımı Adnan Sezgin de kurtaramaz. Maça gelince... Ben Arda ile başlamak istiyorum. Onu seyretmek büyük bir zevk. İnşallah bir daha o tatsız anları yaşamaz, sevdiklerini de üzmez. Arda dobra konuşan, doğru bir insan. Onun açıklamalarına biraz kulak vermemiz gerekiyor. Ankara maçında özellikle ilk yarıda sahada o kadar güzel işler yaptı ki takım arkadaşları biraz ona ayak uydursa maçı bu yarıda koparabilirlerdi. Kewell da bu yarıda iyi oynadı. Bir kafa vuruşu da direkten döndü.
İzlesin, hakemliği bırakır! Maçın başında Arda'nın düşürülmesine yine penaltı çalınmadı. Böylelikle hakemler de yeminlerini bozmamış oldular! Bu kadar net bir penaltıyı vermiyorsan, bu takıma karşı yeminlisiniz demek ki. Zaten Bülent Yıldırım bu maçın kasetini seyretse, hakemliği bırakır. İkinci yarı G.Saray rüzgâra karşı maça başladı. Buna rağmen oyunun kontrolünü elinde tuttular. Skibbe ilk defa klasik bir değişiklik yapmayarak Emre Aşık'ı çıkarıp, Nonda'yı aldı. Ancak biraz da rüzgârdan, pek ileri çıkamadılar. Bu yarıda rakip takım daha fazla pozisyon buldu da diyebiliriz. G.Saray, Lincoln'ü çok aradı. Onun final pasları olmayınca gol yollarında da etkisiz kaldılar. Bu maçta bir puan başarı değil.