Kulüp valisi oldular Bursa Valisi, devletinin aczini ilan etti. Daha büyük ayıp olmaz. Valiler devletin valisi olduklarını unuttu
Karşıyakalı annelere, babalara tavsiyem çocuklarını göndermesinler. Deplasmandan tabutla dönebilirler...
Bursa maçına Beşiktaş taraftarları bir kez daha alınmadı. Bu düşmanlık nereye kadar devam edecek? Artık bir çözüm bulunması gerekmiyor mu? Bursa'da Beşiktaş taraftarının maça alınmaması Türkiye devletinin bir ayıbıdır. Bursa Valisi, Türk devletinin aczini ilan etmiştir. 'Ben İstanbul'dan Bursa'ya maçı izlemeye gelenlerin sağlığını, güvenliğini garanti edemem' demiştir. Bundan büyük bir ayıp olmaz. Yarın Sivas Valisi, Sivas- Galatasaray maçında aynı şeyi yaparsa ne olacak? Bir de şampiyonluk adayı olsa ikisi!.. Öbür gün Ankara Valisi, öbür gün başka birisi... Valiler amigo oldular. Valiler, devletin valisi olduklarını unuttular. Kulüp valiliği yapıyorlar resmen!.. Isparta Valisi'ne 3 haftadır NTV, 90 Dakika'da açık sorular soruyoruz. Cevap veremiyor. Devletin valisi "Verdiğin cevabı aynen burada yayınlayacağız" denmesine karşın 3 hafta üst üste sorulan soruya cevap vermez mi? Bu nasıl vali? Ben Mekteb-i Mülkiye'de valilik okudum. İdari Şube'de bizim okuduğumuz bütün dersler; 'vali nasıl olunur' üzerineydi. Bize böyle bir şey okutmadılar. Bize 'Vilayetin valisi olur. Kokma, bulaşma, otur oturduğun yerde' demedi kimse. Vali orada devlet. Yumruğunu masaya vurur ve devletin orada var olduğunu herkese gösterir. Bursa Valisi 'Gelmeyin' diyor, inanılmaz!..
EĞLENİN VE DÖNÜN Yarın ligin son maçı olsa ve iki takımdan birisi düşecek olsa ne olacak? O şehrin valisi diyor ki 'Güvenlik sağlayaman gelmeyin.' Hadi bakalım!.. Şike nasıl yapılır başka türlü!.. Vali şikesi!.. O valinin görevi Beşiktaş ile Bursa arasındaki düşmanlığı tahrik etmek mi? Yoksa 'Spor dostluktur, kardeşliktir. Gelin sizi en iyi şekilde ağırlayacağız. Güven içerisinde olacaksınız, merak etmeyin' mi demesi gerekiyor!
Yalnız futbol kültürümüzde de birsorun var. Tribünlerde birçok olay yaşanıyor. Kalp krizi geçiren bir kulüp başkanı için, rakip taraftarlar, "Öl, geber" tezahüratı yapabiliyor. Öte yandan Karşıyaka'da bir basketbol maçına giderken bir taraftarı kaybedebiliyoruz. Tahriklere çok çabuk kapılıyoruz. Senin medyan yangına körükle gidiyor, senin idarecilerin yangına körükle gidiyor, durduk yerde düşmanlık yaratıyor. Bir zamanlar Bursa-Kocaeli kanlı bıçaklıydı. Ben bildim bileli Karşıyaka seyircisinin bir bölümü, gittiği her deplasmanda beladır. Nereden biliyorum. Çünkü benim iki tane yeğenim bundan 20 sene evvel bunların içindeydi. Ağabeyimin iki oğlu, Karşıyaka'nın en belalı deplasman grubunun içindeydi ve zavallı yengem çocuklar eve dönene kadar uyku uyuyamazdı. Dualar eder, adaklar adardı. Öyleydi Karşıyaka seyircisi. İşte Banvit'e basketbol maçına giderken bir kişi ölmüş. Benzin istasyonunda olay. Şimdi Karşıyaka seyircisi oldum olası böyle. Bu İzmir'de bir yönetici yok mu? Devletin ya da kulübün bir görevlisi yok mu? Bunlar gencecik insanlar, o yaştaki bir insanın tahrike kapılmasından, macera peşinde koşmasından daha kolay bir şey yok. 'Hadi maça gidiyoruz, Bandırma'ya!..' Doluşun otobüslere... Tamam. Doluşun ve gidin. Ama pikniğe gider gibi gidin. Eğlenin ve dönün. Hayır öyle değil. Gir benzinciye etrafı dağıt. Herif de çekmiş pompalı tüfeği. Başbakan'dan da izin var. 'Vatandaşım kendini korur' diye. Demedi mi Başbakan!.. İşte korumuş pompalı tüfekle: 1 ölü, 3 yaralı!.. Şimdi neresi düzgün devenin de ben boynunu konuşayım, hörgücünü konuşayım. Tuttuğun her şey baktığın her şey elinde kalıyor. Benim tavsiyem; Karşıyakalı annelere, babalara... Çocuklarını göndermesinler arkadaş!.. Karşıyaka'nın her deplasmanından insanlar tabutla dönebilir.