Hey gidi hey, neydi o Eskişehirsporlu günler. İstanbul'a gelirler, İnönü Stadı'nın kapalı tribününe, boydan boya yerleşirler, hiç susmadan takımlarını "Es, es, es. ki, ki, ki, eski, eski, es" tezahüratları ile yeri göğü inletirlerdi. O günleri düşünerek, maçın başlamasını bekledim. Oyun başladığında sahaya daha iyi yayılan, topa daha hakim takım Eskişehirspor'du. Özellikle Youla'nın kanat akınları, hem tehlikeli hem de gol kokuyordu. Nitekim gol de Youla'nın ayağından geldiğinde Galatasaray defansı inanılmaz hatalar yapmıştı. Gol Galatasaray'ı yıkmamıştı ancak beklenen Cimbom ortada yoktu. Ayhan'ın golü Galatasaray için ümit golüydü. Devre Nonda'nın kaçırdığı önemli bir gollük pozisyonla kapandı. İkinci yarı herkesin beklediği, Eskişehirspor'un yorgun Galatasaray önünde daha etkili olacağı idi. Bu yarıda bana göre futbol adına yaşanan iki büyük skandal ve bir kart olayı vardı.
Çok tartışılacak 1- Baros, Kewell'dan aldığı pasla Eskişehirspor 18'inin içine girdi ancak topu sürerken kolla düzeltip vurdu ve golü attı. Ne Fırat Aydınus ne de yardımcı hakem bunu gördü. Haksız bir golü nizami saydılar. 2- Galatasaray'ın yediği gol ise tam bir skandaldı. Skandal, hakem adına değil futbolcular adınaydı. Atılan ceza atışı aşağı yukarı 35 metre cıvarındaydı ve top gol olurken Ümit Karan'a vurdu ve ağlara gitti. Orada duran üç Eskişehirli pasif durumdaydı. Galatasaraylılar bu gole "ofsayt" diye uzun süre itiraz ettiler. Bu itirazlar hataydı ve herkesin sorduğu da "Bunlar kural bilmiyor mu?" idi. 3- Olayların baş kahramanı orta hakem Fırat Aydınus rekora imza attı ve tam 8 sarı kart gösterdi, maç bittiğinde de topu kendisine getiren Ayhan'a ikinci sarıdan kırmızı kartı verdi. Maç 2-2 giderken, Youla ve Lovrek'in golleri ile maç Eskişehirspor'un galibiyeti ile bitti. Bu maç elbette Fenerbahçe derbisi öncesi tartışmalara sebep olacak. Hele hele Fırat Aydınus gibi bir hakemin maçı bu hallere getirmesi uzun uzun konuşulacak.