Maç öncesinde G.Saray'ın Trabzonspor maçını bu kadar rahat kazanacağına ihtimal vermemiştim. Bana göre G.Saray'ın zaafları Trabzon'un zaaflarından daha fazlaydı. Ama oynanan 90 dakika Trabzonspor'un hayali lider olduğu gerçeğini ortaya çıkardı. G.Saray maça çıkabileceği en mantıklı kadroyla çıktı. Meira-Ayhan çift ön libero, Baros da tek forvetti. Arda sağda başladı sonra sola geçti. Kewell de sağda oynadığı süreçte adeta sahada yoktu. Arda'nın golüne kadar iki takımın da al gülüm ver gülüm futbolu vardı. Hatta Trabzonspor'un pozisyonları daha etkiliydi. Ama Arda öyle bir golle imza attı ki her şey bir anda değişti. Saldıran, rakibi ısıran, bilinçli pozisyon üretmeye başlayan G.Saray oldu. Arda yerinde yani solda oynadığı zaman inanılmaz istekli, inanılmaz hırslı oynuyor. Oyunu çözdü, Servet'e de golü attırdı. Maçın bence yıldızıydı. Uyuyan G.Saray'ı uyandırıp Trabzonspor'u tarihe gömdü. 5 dakikada iki farklı skor G.Saray'ı rahatlatırken, Trabzonspor'u sindirdi.
Sanctis güven veriyor Sahada G.Saray adına formasını terletmeyen tek adam Kewell'dı. Muhtemelen sakatlığından kaynaklanan bir çekimserliği vardı. Bir de sağda oynamak zorunda kalması belki onun hızını kesti. Lincoln ikinci yarının başında farkı üçe çıkaran golü atınca Trabzon zaten teslim bayrağını çekti. Aslında Lincoln attığı golden sonra yaptığı bayrak şov sırasında kırmızı kartı görmeliydi, kart biraz gecikti o kadar. Yeri gelmişken söyleyelim; Bünyamin Gezer aslında hem Trabzon hem de G.Saray adına inanılmaz pozisyonları 'es' geçti. G.Saray'da kaleci Sanctis galibiyetin diğer mimarıydı. Kalede kaleci olduğunu hissettirdi. Yerinde çıktı, yerinde topa yumruğu çaktı, dört dörtlük oynadı. İtalyan kaleciye de hakkını teslim etmekte fayda var.