Öncelikle Türk hocalarına çok inandığımı, görgü ve bilgilerine çok güvendiğimi, gelecekte de onları çok iyi yerlerde göreceğimizi samimice belirtmeliyim. Ben de dahil olmak üzere herkesin, yerli hocalarımıza başarılı olacakları kadar tahammüllü davranıp şans vermediğini, getirilen yabancıdan sihirli sonuçlar beklediğini görüyoruz. Takımlarımızın elde ettiği olumlu sonuçları olduğu gibi yabancılara, her kötü sonucu ise imkânlarla birlikte bilumum kopya cümlelerle kendimize mal ediyoruz. Bu kadar ezilmeye ne gerek var. Buradan şu yorumu yapabiliriz: Hocaları değil, tez elden zihniyeti değiştirmemiz gerekiyor. Şimdi gelelim asıl konuya, yani Skibbe hocayaHepinizin malumu, Galatasaray'da garip işler oluyor. Hoca'nın yardımcıları görevden alınıyor, hoca kalıyor. "Hoca kaldı." deniyor, hemen her gün yeni hoca isimleri duyuyoruz. Şu olan biteni görünce sanki bu hocayı bu yönetim getirmemiş, "Kapasitesiz, yetersiz, bu takımı taşıyamaz" diye üst perdeden ağır eleştiriler yapılıyor. Beyler, bu sizin eseriniz, siz görevlendirdiniz. Doğrudur, bu yükü, Galatasaray takımını taşımaya muktedir bir hoca değil. Hoca Alman olunca kötüye iyi diyecek hâlimiz de yok. Bizim buradan eleştirdiğimiz konu, koskoca Galatasaray takımının geçmişini, yeterliliğini çok iyi araştırmadan, oldu-bitti ile tecrübesiz bir hocayı getirmesi ve garip icraatlarla (!) görevden almaya, değiştirmeye çalışması. Sarı-kırmızılılar, Avrupa futbol terbiyesi üst düzeyde olan bir takımdır, böyle bir hoca değişikliği yapmamalı. Başarısızsa pek tabi iki değişim olacak ama böyle davul çala çala hoca değişikliği, hemen her hafta "Gitti, gidiyor!" denmesi, takımlarımızı da Avrupa'daki imajımızı da etkiler. Bence, değiştirilmesi gereken Skibbe değil, zihniyetimizdir. Buna hazır mıyız?..