Sayın Başkan, geçtiğimiz aylar içinde hem Fotomaç'ta hem de Radyospor'da şu tespitte bulunmuştum: "Aziz Yıldırım dünyanın her kulübünde Tesisleşmeden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyeliği'ni layıkıyla yapabilir. Ancak dünyanın hiçbir spor kulübünde başkanlık yapmamalıdır." Öncelikle başarılı olduğunuz konulara bakalım: Gerçekten de tesisleşme adına çağ atlattınız. "Fenerium" başarısı da aslen tesisleşme hamlesiyle ilintilidir. Özellikle stat inşaatının taraftar katılımı üzerinde yarattığı olumlu etki, Fenerium'un sahiplenilmesinin temel sebebidir. Bu noktada kendinizi "tekstili en iyi bilen" ilan etmemiş olmanızın payı da ortadadır.
"Tek adam" zihniyetiyle Bir diğer konu amatör şubelerdir. Stat ve merchandising gelirindeki artış, en fazla amatörlere yaramıştır. Kulübün bütçesi büyüyünce, amatör branşlar daha fazla pay almış ve amatör yönetimlerine karışmadığınız için hepsi artan bütçeleri oranında başarılı olmuşlardır. Buna mukabil, futbolu en iyi bilen(!) siz olduğunuz için futbol şubesi, iktidarınız boyunca yaklaşık 750 milyon dolar harcanmış olmasına rağmen istikrarı yakalayamamıştır. Sayın Başkan, bu söylediklerimizi sinirlenin, üzülün diye yazmıyoruz. İnanın ki, futbol şubesindeki bugünkü durum, sizin "tek adam yönetimi" zihniyetinizden kaynaklanmıştır. Siz geçtiğimiz zaman zarfında maalesef iyi bildiğinizi iddia etmediğiniz alanlar dışındaki tüm branşlarda, görev verdiğiniz profesyonelleri adeta kendinize rakip olarak gördünüz. Fenerbahçe Mustafa Denizli ile şampiyon olduğunda "F.Bahçe'yi kim şampiyon yaptı, o mu ben mi?" diyebildiniz. Daum'un da Zico'nun da F.Bahçe'den ayrılışları incelendiğinde sizin, görev verdiğiniz profesyonellerin yetki ve sorumluluk alanlarına müdahalelerinizin birinci derecede etkili olduğu açıkça görülebilir.
Bu defa kalıcı olarak ayrılın! Yönetim Kurulu için de durum farklı değildir. Koltuğunuza tehdit olarak gördüğünüz insanları camiaya hedef olarak gösterdiniz. F.Bahçe'ye hizmet etmeye çalışan birçok kişiyi, "camia nezdindeki hizmet primi" size yazmıyorsa tereddütsüz dışladınız. 1907 Derneği'nin yaptırdığı ve gelirini kulübe hibe etmeyi taahhüt ettiği "Bahçedeki Fener" belgeselini depoda çürümeye terk ettiniz. Yine aynı derneğin 1907UNİFEB projesinin karşısında oldunuz (dernek yönetimini temsilen projenin başındaki kişi olarak, üzülerek ifade etmeliyim ki Genç F.Bahçelilerin konuyla ilgili iddiaları doğrudur). 1907 Derneği'nin Ali Koç başkanlığında soyunduğu "F.Bahçe'ye değil F.Bahçe Başkanı şahsına hizmet etme" rolü bu anlattıklarım sonrasında gerçekleşmiştir. Bu örnek, sizin tribünler de dahil tüm camiayı her anlamda kontrol etme kaygınızın göstergesidir. Dolayısıyla camiada da futbol takımında da durum maalesef harcanan yüz milyonlarca dolara rağmen bugünkü noktaya gelmiştir. Sizden beklenen, 2009 kongresinde başkanlık görevinizden bu defa kalıcı olarak ayrılmanızdır. Hizmetlerinizden dolayı F.Bahçelinin size duyduğu sevgiyi de F.Bahçe'nin kendisini de daha fazla yıpratmadan...