G.Antep maçı bitiminden itibaren Arnagones'e defalarca, "Eldeki kadro yapısıyla aynı sistemle devam edilecekse, hüsran yaşanacaktır" uyarısında bulunmuştuk. Olmadı, dinlemedi. Ama gün, "Ben demiştimciler" in hava atacağı gün değil! Böyle gitmeyeceği açık. Artık futbol adına akıl ve bilgi sahipleriyle, Fenerbahçe'nin gerçeklerini çok iyi bilen ve yaşayanlarla, ön yargısız, iyi niyetli isimler ortaya çıkmalı. Çünkü gevezeliğe değil, çözüme ihtiyaç var! Şimdi sakince düşünme ve fikir üretme zamanı. Geçen sene yarı finalden dönmüş, ligi son ana kadar takip etmiş takım, neden daha ligin başında havlu atıyor? Bu sorunun yanıtını, "Aurelio gitti de ondan" deyiverip kısa kesmek işin kolayı ama doğrusu değil. Koskoca Fenerbahçe, bir futbolcu gitti diye bu hale gelemez. Öyle olsa Aurelio'nun takımı şu anda La Liga'da dipte olmazdı. Futbolda birey yok, takım vardır. Takım ortadaysa, birey de yıldız olur. O kadar! Kestirmeden gidelim. "İstifa yok" diyen Aragones, aynı kafayla gidecekse, demek ki isteği kovulup, Del Bosque gibi tazminat almaktır. Yok öyle değilse, artık önerilere kulak tıkamamalıdır. Şöyle bir bakalım:
Güiza, yalnızlar rıhtımında - Aragones takım oyununu getirememiştir. - Oyundan çıkan, kulübede oturan herkes triplerde. - "Sakatım" diyen, bir yerlere çekip gidiyor. Eğer sakatlar Samandıra'da tutulamıyorsa, nerede kaldı Aragones'in o meşhur disiplini! - Takımda kondisyon yok, 65'ten sonra iş bitiyor. Geçen sene tam tersiydi. Zico'lu Fenerbahçe, son dakikalarda eserdi. Semih neden 2. yarı girip de kahraman oluyordu? Çünkü çok top geliyordu. Ama şimdi Sivas'ta son 15 dakika kala giriyor, ayağına top değmeden çıkıyor. Aragones, Zico'nun mirasını yemekle meşgul. - Kezman gitti, daha iyisi geldi. Ama Aragones, Güiza'yı Erkin Koray'ın "Yalnızlar Rıhtımında" şarkısının klibindeki başrol oyuncusu yaptı. Biz Güiza'ya üzülüyoruz ama o vatandaşına üzülmüyor. - Çift ön libero adı altında 4 stoperle oynamak, 7-8 savunma oyuncusuyla sahaya çıkmak, Fenerbahçe'yi Fenerbahçe olmaktan uzaklaştırdı.
Yönetimin dikkatine... 1- Takımda açık şekilde otorite ve disiplin boşluğu görülmekte. Acil çözüme ihtiyaç var. 2- Bu kadar sakatlık, futbolcuların yaşantılarından kaynaklanır. Güçlü olanlar, böyle kolay sakatlanmazlar. Futbolcuların profesyonelce yaşamaları sağlanmalıdır. Ücretlerini zamanında alanlar işlerini de iyi yapacaklar. 3- Duygu, heyecan, inanç, hırs, çalışkanlık ve profesyonellik anlayışı olmazsa, başarı tesadüflere kalır. Bunları futbolculara teknik adam sağlamazsa, ya yönetim ya da yönetimin işaret ettikleri sağlamalılar. Motivasyon dediğimiz de zaten budur. 4- Aragones'e takımdaki futbolcularını ve özellikle rakip takımları ve oyuncularını yeterince anlatacak, taktik ve kurulum için destek olacak birileri lazım. Fenerbahçe iyi anlatılmamış, belli. Yoksa Hacettepe'yi Valencia, Antep'i Sevilla zannedip, maçlara savunmacılar doldurup çıkmazdı. Bizim bildiğimiz Kadıköy'e gelenler maça 1-0 mağlup başlarlardı. Ama Aragones bunu da bilmiyor ki. Kayseri'ye karşı bile çift ön libero, tek forvet çıkıyor. Artık sayesinde ne o müthiş atmosferden, ne de çubuklu formalardan korkmuyorlar.
Elindeki kadro yeterlidir Aragones hâlâ mazeret üretiyor. Biz fikir üretmesini bekliyoruz. Eğer "Bu takımdan petrol mü çıkaracağım" diyerek mazeretlere devam edip, gerçekleri göremiyor ve ilerisi için ümit veremiyorsa, istifa etmeli. Yoksa bundan sonraki puan kayıpları "sabotaj" olarak değerlendirilecektir. Elindeki kadro iyi kadrodur. Yapacağı küçük rötuşlarla Fenerbahçe otomatik galibiyetlere başlar. Ama şu andaki duruma inatla devam edecekse, yapacak bir şey kalmıyor demektir. Kulağıma gelen kötü söylentiler var. Eskiden yönetimi düşürmek için Dereağzı'nda futbolculara çengel atılırdı. Sonra da eski tesislerde oturulup kamuoyu yaratılır, kongereye gidilirdi. Şimdi teknoloji var. Bu çengellerin mail'lerle ipod'larla atıldığı söylentileri ayyuka çıktı. Kamuoyu da internet sitelerinde, radyolarda yaratılmaya çalışılıyormuş. Bakalım, ilk önce araştıracağız, sonra da yazacağız.