Bu ısrar niye! Galatasaray İsviçre'de 3 gol yemesine rağmen 4 gol atıp turu garantiledi. Çünkü rakip İsviçre Ligi'nin dibinde yer alan amatörlerin de amatörüydü. Siz izin verirseniz, defans kurgusu yapmazsanız kalenizi koruyamazsanın amatör takım bile gelip kalenize golleri böylesine bir bir sıralar. Allah'tan golleri atan dörtlü günündeydi de G.Saray yeni bir Tromso faciası yaşanmadı. Yani G.Saray, 2 Ekim'de rövanşı atlayıp gruplara kalarak 2000 yılında sahibi olduğu kupaya bir kez daha ulaşabilmek adına çaba harcayacak. Ama şu gerçeği unutmayalım. Bildiğimi o Avrupalı G.Saray'ın yerinde bugün yeller esiyor. O günkü G.Saray'da ruh vardı, inanç, istek vardı. Fatih Terim gibi bir liderin yönetiminde inanılmaz birliktelik vardı. (O günkü Terim ile bugünkü Terim arasında da dağlar kadar fark vardı. Bu ayrıntıya da değinmek zorundayım) Takımda herkes kendi bildiğini okuyor. Belli bir sistem ve takım kurgusu olmadığı için bugün herkes kendi telinden çalıyor. Çünkü takımı yönetebilecek lider vasıflı bir teknik adam yok. Klas futbolcular kendi bildiklerini okuyorlar yönetim ise Skibbe'nin arkasında durmaya ısrar ediyor.
Cevat hocaya bırakın Oysa geçen yıldan yaşanan bir deneyim var. Kalli gittikten sonra takım Cevat Güler ve ekibine devredildi o ekip takımı şampiyon yaptı. Son 7 maçın 6'sını kazanarak. Bugün değişen bir şey var mı? Yine geçiş döneme sürekli eleştirilen beraberlikleri bile başarı gören bir teknik kadro, isteksiz yıldızlardan oluşan bir futbol takımı. Bu takımı Cevat hoca ve ekibine teslim edin, ilk yarıyı ezeli rakibi F.Bahçe'nin 10 puan önünde kapasın. Bakın Lincoln, Kewell, Baros, Nonda ve de Ümit Karan nasıl rekabete giriyor, G.Saray'ı zirveye taşımak için canını dişine takıyor. Sonra bulun A sınıf bir hocayı G.Saray'ı teslim edin. Tabii Cevat hoca izin verirse.