Üç puan güzel Övgüye gelmiyor sayın hocam. Bir-iki oyunluk coşku çabuk kesildi. Yine soru işaretleri doldu sahaya. Savunma işini anladık da nasıl gol atacak bu takım? Arkadan şişirmeyle olmaz ki bu iş. Sahip olduğun her topa rakibi ortak etmenin alemi ne! Atağın hazırlanması gerekiyor. Geride, ortada top çevirip, sahanın boş taraflarını bilmek lazım. Yine döndük eskiye. Futbolculara eksiklik tarif edeceğiz. İyi de rakipte forma giyenler kim ki? Nasıl oluyor da binbir zahmetle kadroya katılan, milyon dolarlar ödenen yıldızlar kadar oynuyorlar. Saldım çayıra... Bu futbolu oynamak için antrenman yapmaya gerek yok ki! Önceden tarif edilmemiş, provası yapılmamış hiçbir hareket sonuç vermezmiş. Kaleyi kollama anlaşılır bir yapı arz ediyor. Hücum aksiyonları "Saldım çayıra Mevlam kayıra." Rakibin yapacağı hatalara kalmış iş! Bir duran top, frikik, korner ya da bireysel olarak futbolcuların yaptığı ekstra bir hareket. Dakika 50'de aynen gerçekleşti. Köşe atışında hata yaptı Denizli savunması, seken topu Gökhan tamamladı. İkinci sağbek gibi sağ kenarı tutan Serkan'ın yerine İsaac'in girmesi fayda etti. Kanatsız uçmaya çalışan Trabzonspor'a yön verdi. 10 dakika sürdü hareketlilik, sonrası "Çanakkale geçilmez'i" oynadı Trabzon. Orta saha sıfır çekti Sonuç olarak üç puanı yazdı hanesine bordo-mavililer. Kötü oynarken de kazanmayı kâr sayarsak güzel. Gelecek haftalara endişe taşıması ürkütücü. Song ve Egemen yıldızlaştı adeta. Orta saha öne doğru eksi puan aldı. Hiçbir şey üretmeyen orta sahanın hücumcuları ne yapabilirdi? Onlar da sınıfta kaldı. Özgüç hocayı ilk defa bu kadar iyi gördüm. Çok temiz bir maç yönetti.