Ya sabır... Yine o tehlikeli kelime söylenir oldu. Hiç ders almamış camia. Ne çabuk unutuldu! Bir sene var mı bu iddiadan uzak kalan! Acı çekmekten zevk alıyorlar sanki. Taraftar söyler, ona bir şey demem. İşin başındakiler ne ediyor? Onu anlamış değilim. Futbol takımı bu, çorba değil ki katasın nevaleyi, hazırlayasın sofrayı. Kulağa hoş geliyor sanırım. 20 bir kaç transfer, medya şişiriyor, yıldızlar havada uçuyor! Daha birbirinin adını bilmeyenler var. Oyun karakterini anlama, alışma dönemi hiç mi hesaplanmaz. Bakın göreceksiniz üç beş maça varmadan diyecekler: "Yeni kadro, zamana ihtiyacımız var." Sonra formanın ağırlığı, şehrin baskısı, beklentinin yüksekliği uyum sorunu falan... Şöyle bir tavsiye yazmıştım; "Trabzonspor da oynamak kolaylaştırılmalı." Futbolcu eleme fabrikası olmaktan kurtarılmalı o stat. Hatırlayın ne yıldızlar, ne şöhretler kayboldu gitti bordo-mavili forma içinden. 24 sene denediniz sonuç vermedi. Bir durun daa! Bir frene basın, ne kaybedersiniz? Bir 24 sene daha mı gerekiyor, gerçeği görmek için.
Trabzon olmasın şampiyon! Yazın alt alta, geçen sene transfer edilenleri karşılaştırın. Olmadı, bir önceki yıl alınanları. Kolay mı bu ülkede şampiyon olmak. Ünal'lar, Hami'ler, Şota, Ogün, Abdullah, Tolunay, Orhan'lı Şenol Güneş'li kadro. Üstelik son üç haftaya 5 puan önde girmişken. 13 futbolcusu milli takımlarda forma giyerken, o hedefe varamadı Trabzonspor. Bizim köyden biri kendini asmıştı. Kafayı oynatanlar, psikolojik bunalım geçirenler... Bırakın olmasın şampiyon Trabzonspor. Senenin sonuna sağlıklı şekilde çıksın. Yine yeniden bir 20 futbolcu daha almak zorunda kalmasın. Olgunlaşan, birbirine, formaya, hedefe alışan futbolcular devam etsin. Elde kalanlar, işe yarayanlar kalsın, üzerine birkaç nokta transfer takviyesi ile hedef gerçekçi koyulsun. İşin aslı da budur zaten. Şampiyonluklar bir araçtır, amacından sapmasın Trabzonspor. Amaç her zaman büyük olmayı başarmaktır.