Emre'deki fark Basın tribününe hareket çeken Emre ile Belçika maçında sorumluluk alıp penaltıyı atan ve 'secde' eden Emre arasında çok büyük fark görüyorum
Malta beraberliği sonrasındaki ağır eleştirilere Fatih hoca "Ders almam, ders veririm" restini çektikten sonra İnönü Stadı'nda Macaristan ile oynadık. Yine eleştiriler Terim-Emre Belözoğlu ikilisinin üstündeydi. Emre golü attı ve gelip basın tribününe hareket çekti. Belçika maçı öncesinde yine Emre tartışılıyordu. Hıncal ağabeyin eleştirileri sertti. Emre'nin annesi fenalık geçirdi (Çok geçmiş olsun). Kazanılan penaltıyı gole çeviren Emre bu kez, "secde" etti. Allah'a şükretti. Kritik bir penaltı atışını, kaçırsa belki de kendisinin sonu olacak o sorumluluğu hakem düdüğü çaldığı anda üstlendi. Topu eline alıp hemen penaltı noktasına dikti. Kolay gibi görünen ama nice büyük oyuncuların kariyerlerindeki en kötü hatıra halini alan atışı kullanmakta tereddüt etmedi. Golü attıktan sonra kimseye gelip hareket çekmedi. Kendi sevincini "yaratan" ile paylaştı. Emre'nin bu hareketi bile spekülasyona açık aslında. Ama gol atıp yukarıyı gösteren veya "haç" çıkartan ile arasında hiç fark yok bence. Emre değişiyor. Artık o yanlışları yapan oyuncu olmaktan çıkıyor. Böyle bir baskı altında sevincini tepki olarak yaşamıyor. O penaltıyı atmaya karar vererek, lider kişiliğini de ortaya koyuyor. Saha performansı, istikrarsızlığı veya uygunsuz hareketleri. Geçmişi; Emre için bir eleştiri hazinesi. Ama son hareketi Emre'deki farktır. Bazı değişimlerin belirtisidir. Umarım öyledir.